4 yılı aşan bir süreyle Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü, 2 yılı aşan süreylede Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı yaptıktan sonra FETÖ Terör Örgütünce kendisine hazırlanan bir kumpas sonucunda 2010 yılında görevinden alındı. 3,5 yıl süren adli yargılama sonrası beraat eden Celal Uzunkaya, 33 ay İzmir İl Emniyet Müdürlüğü görevini yürüttükten sonra İçişleri Bakanlığı’nın 26 Ekim 2016 tarihli Kararnamesiyle Antalya İl Emniyet Müdürü olarak görevlendirildi. Teşkilatın en kıdemli Emniyet Müdürleri arasında yeralan Uzunkaya bugün; mesleğine, devletine ve milletine 43 yıldır hizmet etmenin gururu ve onurunu yaşıyor. Bütün imkansızlıklara, olumsuzluklara rağmen polis teşkilatının her dönem özveriyle çalışan bir kurum olduğuna dikkat çeken Celal Uzunkaya, özellikle 15 Temmuz sürecinde en dik duran kurumların başında Emniyet Teşkilatı’nın geldiğini ifade etti. Makamının kapılarını Akdeniz Bülten Haber Dergisi’ne açan Celal Uzunkaya ile projelerini, Antalya’nın sorunlarını konuştuk. Polisle vatandaş arasındaki iletişimin ve ilişkinin en üst düzeyde olması için yoğun uğraş veren Uzunkaya’ya göre vatandaş polise ne kadar çok güvenir, inanır ve severse o kentte huzur ve güven o kadar kolay sağlanır. Antalya’mızın güvenliğinin en tepesindeki isim yani Emniyet Müdürümüz Celal Uzunkaya’ya biz sorduk o tüm samimiyetiyle cevapladı...CELAL UZUNKAYA KİMDİR? 1958 yılında Samsun'da dünyaya gelen ve 1975 yılında Polis Kolejini, 1978 yılında da Polis Akademisi'ni birinciliklerle bitiren Celal Uzunkaya, Trabzon, Hakkari, Bursa, Artvin gibi illerde emniyetin çeşitli birimlerinde görev aldı. 30 Haziran 2001 tarihinde 1'inci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi edip, APK Uzmanlığı ve Polis Başmüfettişliği görevlerini yapan Uzunkaya, 2003-2007 yılları arasında Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü, 2007-2010 yılları arasında da Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. 12 Şubat 2014 tarihli kararname ile de İzmir Emniyet Müdürü olarak atanan Uzunkaya bu görevi sırasında, önemli FETÖ operasyonlarının yanında kente yönelik bombalı saldırı düzenlemek isteyen farklı örgütlere mensup teröristlerin yakalanması için çok sayıda operasyonu yönetmiş ve günlerce ülke gündemini meşgul eden seri katil Atalay Filiz de onun yönetiminde yakalanmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece İzmir Valiliği'nde oluşturulan kriz masasında, emniyet birimlerini tüm resmi kurum ve kuruluşlarla koordine ederek darbecilerin kentte harekete geçmesini engelleyen Uzunkaya, İçişleri Bakanlığı'nın26 Ekim 2016 tarihli kararnamesiyle Antalya İl Emniyet Müdürü olarak atandı. 13 aydır Antalya'da Emniyet Müdürlüğünü başarıyla yürüten Uzunkaya, evli 3 çocuk ve 6 torun sahibi. Emniyet Müdürü Olmadan Önce Antalya’ya Dair Bilginiz Var Mıydı?Meslek hayatım boyunca daha önce Antalya’da hiç görev yapmamıştım. En son 2003 yılı başlarında polis başmüfettişiyken bir soruşturmayla alakalı gelmiştim. Dolayısıyla o tarihten itibaren Antalya ile ne tatil amaçlıne başka bir şeyle alakalı gelmişliğim yok. Genel Müdür Yardımcılığı dönemimde de Antalya İl Emniyet Müdürlüğü konusu gündeme gelmişti. Demek ki, kısmette meslek hayatımın son evresini Antalya’da tamamlamak varmış. Dolayısıyla emekli olacağım güne kadar Antalya’da çalışacak olmaktan dolayıda özellikle memnunum. Gerçekten Antalya hem ülkemizin hem de dünyanın turizm ve tarihi - doğal güzellikleri açısından Allah’ın özene bezene yarattığı en güzel bölgelerden birisi.
Bir Önceki Görev Yeriniz İzmir ile Antalya’yı Kıyaslayabilir misiniz? Ortak Yönleri, Ortak Sorunları Sizce Neler? İzmir ile Antalya’yı kıyasladığımızda çok fazla söylenecek bir şey yok aslında. Her iki ilimizde olağanüstü güzellikleri barındırıyor. Ülkemizin batıya açılan yüzü olarak ayrı bir imajları var, her ikisi de hem iç, hem dış göç alan şehirler. Antalya’ya bakıldığında Isparta, Burdur, Konya, Karaman gibi yakın illerden yoğun göç aldığını görüyoruz. İş ve istihdam alanı olarak insanların oralardan ziyade daha cazibesi olan,imkan ve kabiliyeti yüksek olan yerleri tercih etmesi çok doğal. Bu nedenle bu şehirlerden buralara bir akma olmuş. Doğu güneydoğu illerinden de yine aynı şekilde gerek işsizlik, gerek okuma yazma, sosyal imkanlar açısından geçmişte insanlar batıya meyletmişler. İzmir'de de böyleydi, Antalya’da daböyle. Ancak, özellikle son zamanlarda Suriyeli mültecilerin İzmir’e resmi olarak girişi var. Antalya’ya resmi olarak girişleri yok. Antalya, turizm dokusunun olumsuz etkilenmemesi için bundan muaf tutulmuş, yani turizm bölgesi olmasından dolayı Suriyeliler burada kayıt altına alınamıyor. Ama gayri resmi olarak Suriyeliler başta olmak üzere oldukça yabancı bir nüfus var ilimizde. Turizm cazibesi açısından her ilin de benzerlikleri var. Antalya altyapısı imkanları, bölge özellikleri itibariyle açık ara önde. Onun dışında insanların duyarlılıkları yönüyle, sosyal konulara verdikleri tepkiler yönüyle oldukça benzeşen durum var. Toplumsal sorunlara karşı oldukça yakından ilgili ve duyarlı iki şehir. Bunları benzeşen ortak yönler olarak sayabiliriz. Onun dışında polis görev alanı içindeki suçlar bakımından baktığımızda, asayiş olaylarında da benzerlikleri olan iki şehir. Yani şehirlerin her ikisinde de ekonomik durumu çok iyi olan kesimlerin yanında şehrin hemen arka plandaki varoşlarında son derece düşük standartlara sahip olan,sosyal, ekonomik imkanları kısıtlı kesimlerde cereyan eden birtakım suçlar yönüyle de benzeşmesi var. Özellikle uyuşturucu kullanımı, gençliğin uyuşturucuya dönük ilgisinin bağlantısının varlığı itibariyle her iki ilimizde de olumsuz diyebileceğimiz ortak yönler var. Maalesef uyuşturucuyu ülkemizde geleceğimizi gençliğimizi son derece tehdit eden bir terör diye tanımlıyorum. Silahlı terör örgütlerinden dahada tehlikeli görüyorum. Çünkü doğrudan gençliği ve geleceği imhayı hedef alan ve topyekûn bir ülkenin geleceğini karartma fonksiyonu olan büyük bir tehdit, tehlike..
Antalya’da Bir Yılınızı Bitirdiniz, Antalya’yı Demografik Yaşam Olarak Değerlendirir Misiniz?Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2016 yılında ilimize göç sayısı 80 bin ve 2016 yılındaki göç hızı da yüzde 3. Antalya ilimizin yüzde 76’sı kentte il ve ilçe merkezlerinde, yüzde 24 ü ise kırsal kesimlerde yaşıyor. Göç alan iller sıralamasında her dönem ilk 4 içerisinde yer alıyor Antalya. Bu özelliği ile Akdeniz bölgesinde de en çok göç alan il konumunda. İlimizde ikamet eden vatandaşlara nüfusa kayıtlı olan iller bakımında baktığımızda Konya nüfusuna kayıtlı olup ta Antalya’da ikamet eden 90 bin insan var. Burdur’dan 75 bin, Isparta’dan 58 bin, Afyon’dan 40 bin, Diyarbakır’dan 40 bin, Sivas’tan 35 bin, Ankara’dan 32 bin, Kayseri’den 32 bin, Hatay’dan da 35 bin gibi bir nüfusu görüyoruz.
Antalya’da Emniyet Müdürü Olmak Zor Mu Peki? Bizler için vatanın her yeri bir. Ancak her ilin kendi içinde coğrafi, ekonomik ve demografik farklılıkları var. Antalya kendi nüfusunun yanında yılın 12 ayı son derece hareketli bir nüfusun dolaştığı çok geniş bir coğrafya. Malum, Gazipaşa’dan Kaş’a kadar 640 km’lik bir sahil bandı olan bir alandan bahsediyoruz. Bir de yılın 12 ayı ticari amaçla, tatil amacıyla, bir takım kongre ve sempozyumlar nedeniyle ülke dışından ve değişik şehirlerden gelen çok yoğun bir nüfus ta var. Bu kadar yoğunluğu olan bir bölgede hareketliliğin dışa yansıdığı ve bu yansımadan bir takım pay almak isteyen, normal meşru yollar dışındaki yolları kullanmak isteyen insanlarında ilgi duyduğu bir şehir. Dolayısıyla bu bölgelerimizde çok yaygın bir şekilde art niyetli kişilerin suç işlediklerini, değişik suçlara yöneldiklerini birtakım insanları mağdur etme anlamında planlar ve çalışmalar yürüttüklerini görüyoruz. Bu daha çok ekonomik kayba yol açan, bizim polis kategorisinde “mala karşı işlenen suçlar” olarak karşımıza çıkıyor. Rantın yüksek olduğu yerlerde benzeri farklı suç türleri de ortaya çıkıyor. Günümüz teknolojisinin çok üst düzeyde kullanıldığı ve beraberinde de bilişim suçlarının her geçen gün geliştiği bir çağ yaşıyoruz. Bu tabiî ki teknolojinin beraberinde getirdiği ve “nitelikli” olarak tanımladığımız dolandırıcılık, hırsızlık, gasp, soygun ve benzeri suçları da besliyor. Tabi bütün bunlar bize yani polise, adliyeye suç yükü olarak yansıyor. Bu da bizim her geçen gün iş gücümüzü, yoğunluğumuzu ve meşguliyetimizi ve onların bir adım önüne geçme zorunluluğumuzu arttırıyor. Çünkü sizin mücadele ettiğiniz insanların kullandıkları yeni yol ve yöntemlerin arkasından koşacak olursanız daima kovalayan olursunuz. Oysa, suçla ve suçluyla mücadele eden kurumlar olarak biz en azından onlarla at başı gitmeli, hatta öne geçerek ön almalıyız, bu nedenle de kullandıkları teknolojileri, metotları ve taktikleri bilmek ve kontrol etmek durumunda olmalıyız. Bu kovalamacanın bir güzel tarafı da bizim kolluk olarak daima yenilenmemizi, daha enerjik, daha üretken ve her türlü gelişime daha açık olmamızı zorunlu kılıyor. Ve bu sayede de pek çok yenilikleri anlık olarak takip edip uygulama alanına yansıtmak gibi bir imkana, zenginliğe kavuşabiliyoruz..
Güvenliğin En Tepesindeki İsmi Görünce Soralım. Peki Antalya Ne Kadar Güvenli Bir Kent? Antalya ne kadar güvenli sorusuna ise şunu net olarak söyleyebilirim. Zaman zaman yabancı heyetlerle de görüşüyorum. Özellikle terör boyutuyla ilgili olarak bilgiler almak, öğrenmek istediklerinde “Avrupa’nın en güvenli olduğunu düşündüğünüz başkentleri ne kadar güvenliyse Antalya onların her birinden çok daha güvenlidir” dedim ve şu anda da aynısını rahatlıkla söyleyebilirim. Ülkemizde son bir buçuk yılda yaşanan 15 Temmuz hain darbe girişimini, etrafımızda cereyan eden terör olaylarını ve krizleri destekleyen devletlerin ve onlara maşalık yapan yerli ve yabancı örgütlerin ülkemizi açık hedef olarak göstermelerine,ülkemizi ekonomik olarak güçsüzleştirmek için, içinde bulunduğumuz Antalya dahil batı bölgelerimize ve turizme yönelik olumsuz propagandalarla yalnızlaştırma gayretlerine rağmen çok şükür ilimizde son 1 yıl içinde ne polis ve ne de jandarma bölgesinde hiçbir terör olayının olmaması bu kentin ne kadar güvenli bir şehir olduğunu çok açık olarak gösteriyor. Tabi son bir yılda ciddi hiç bir terör olayının olmaması bizleri rehavete sokmamakta, güvenlik görevlileri olarak bizlere bu güvenli tabloyu sürdürecek bir duyarlılık ve tedbir zorunluluğu getirmekte ve aynı şekilde tüm vatandaşlarımıza da bu duyarlılığa katkı sağlayacak dikkat, duyarlılık, bildiğini gördüğünü kolluk kuvvetleriyle paylaşma görevi de yüklemektedir. Kısacası böyle bir rehavete ne polis olarak bizim, ne de vatandaşın kapılmaması gerekir. Her geçen gün çok daha dikkatli ve duyarlı olacağız. Çünkü Antalya bizim ilimiz, bu ülke bizim ülkemiz, başka da yok..
Bu Kadar Fazla Soruna Çözüm Üretmeye Çalışırken Eksik Kaldığınızı Hissettiğiniz Zamanlar Oluyor Mu? Elbette eksiklerimizin olduğunu da biliyoruz. En büyük eksikliğimiz personel yetersizliği noktasında. Malum 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası emniyet teşkilatında 40 binin üzerinde personelin ihraç edilmesi, tutuklanması, açığa alınması vs. nedeniyle teşkilatta ülke genelinde yüzde 15 civarında bir personel eksilmesi oldu. Bu durum doğal olarak hemen tüm illere aynı oranda yansıdı. Düşününki, siz her geçen gün artan suç türleriyle mücadele ederken alanı kontrol edebilme adına her geçen yıl daha fazla personel eklemeniz gerekirken, biz süreç içinde eksilen bir kadroyla ama artan sorunlara karşı mücadele etmek gibi bir durumla da karşı karşıya kalıyoruz. Şu an Antalya genelinde 7 bin civarında personelimiz var. 750’ye yakın personel 15 Temmuz sonrası tutuklandı, ihraç oldu veya açığa alındı. Bu da şu demek oluyor. Yüzde 10’un üzerinde Antalya’da FETÖ’den dolayı eksilen personelimiz var. Bir de her yıl yüzde 3–5 oranında emekli olan personel var. Tabi bu sıkıntıya çözüm üretmek için Bakanlığımız çalışmalar yapıyor. Genel Müdürlüğümüz polis okullarından illere takviye yapmaya çalışıyorsa da henüz eksilen sayının altında kaldığı için doğan açığı kapatmak biraz daha zaman alacak.
15 Temmuz’un Önlenmesi Sürecinde Polis Teşkilatı Ciddi Bir Başarıya İmza Attı. Bu Konuda Ne Söylemek İstersiniz? 43 yıldan beri içinde olduğum bu kutsal çatının yani emniyet teşkilatının özveriyle,fedakarlıklaçalışan bir teşkilat olduğuna şahidim. Bütün imkansızlıklara, olumsuzluklara, zaman zaman hor görülmüş olmasına, toplumda hak ettiği yada etmesi gerektiği karşılığı bulamamasına rağmen polis teşkilatı ülkemizin gerçekten her dönem cansiperane ve özveriyle çalışan bir kurumdur. Özellikle 15 Temmuz sürecinde de yaralı bir teşkilat olmasına rağmen, gururla söylüyorum ki, yine de darbe girişimine karşı en dik ve net duran kurumların başında emniyet teşkilatı gelmiştir.
Türkiye’de Polislik Makamının Daha Başarılı Olması İçin İlk Öncelik Sizce Ne Olmalı? Polisle vatandaşın iletişimi ne kadar üst seviyede olursa başarı da kendiliğinden gelir. Biz vatandaşımızla doğru iletişim kurduğumuz oranda vatandaşın bize itibar, iltifat veitimat ettiğini çok rahatlıkla görüyoruz. Vatandaşımız teşkilatımızın değerini, önemini yeteri kadar biliyor mu, farkında mı,ya da bizler yaptıklarımızı ve yapmak istediklerimizi doğru anlatabiliyor muyuz? Biz bu vb. soruları ve cevaplarını daima sorguluyor, irdeliyoruz. Bu nedenle de biliyoruz ki tek taraflı olan aşka platonik aşk denilir. Vatandaşımız elbette kendi can ve mal güvenliği için gece gündüz görev yapan polisine güvenmesi, destek olması, yardımcı olması işin olmazsa olmazıdır.
Bu nedenle de polis halk ilişkilerini en üst düzeyde tutmayı önceliyoruz. Doğrusu da budur. Bizler vatandaşımız için, insanlarımız için varız. Genel olarak vatandaşlarımızın kendi polisine güven duyduğunu görüyoruz. Mesela FETÖ’nün hain darbe girişimi sonrası teşkilatımıza olan güven, itibar daha da arttı. FETÖ soruşturmaları sonrasında 155, Bimer, Cimerve diğer ihbar mekanizmalarının ve dolayısıyla vatandaş desteğinin çok daha arttığını memnuniyetle görüyoruz.Biz yıllarca ihbarın, tanıklığın, bilgi vermenin ispiyonculuk değil aksine bir vatandaşlık görevi olduğunu anlatıyorduk ama maalesef bu mekanizma çok sağlıklı çalışmıyordu. Ancak 15 Temmuz’dan sonra vatandaşlarımızın bu alışkanlığı değişmeye başladı.
Güvenliğin Sağlanması Dışında Emniyet Teşkilatı Olarak Çok Fazla Projeye De İmza Atıyorsunuz? Bu Projeler Neden Önemli? Bizin yürüttüğümüz projelerin hepsi de insan odaklıdır. Ağırlıklı olarak çocuklara ve gençlere yönelik olmak üzere ama merkezinde tamamen insanın olan projeler. Bakanlığımız tüm illerde bu ve benzeri projelere hem net destek veriyor, teşvik ediyor, hem de maddi kaynak sağlamada önemli katkılar sunuyor.Dolayısıyla hükümetimizin yıllardan bu yana özellikle bu ve benzeri sosyal projelere kaynak ayırmada oldukça cömert davranıyor. Biz de bu çerçevede ilkokul çağından itibaren orta, lise ve üniversite öğrencilerine ve gençliğe yönelik değişik başlıklarda ama hepsinin özünde insan olan projeler geliştiriyoruz. Bunların kimisi bitmiş kimisi devam ediyor, kimisi çok ilgi gören tutan projeler. 2007 yılından bugüne kadar toplam 78 proje hazırlanmış ve uygulamaya konmuş, 2017 yılına kadar geçen süre içinde yüz binlerce öğrencimize, gencimize, ailelerinden kopmuş gençlerimize, araç sürücülerine doğrudan ulaşılmış, eğitimler verilmiş, geziler düzenlenmiş.. Bu projelerden 6 tanesi AB destekli proje olup, halen devam eden 13 projemiz bulunmaktadır.
Sohbetimizin sonuna geldik. Son olarak neler söylemek istersiniz ?Antalya'da, Emniyet Müdürü olarak görev yapmaktan, değerli Antalyalılara hizmet etmekten ben ve çalışma arkadaşlarım son derece mutluyuz. Son olarak şunu tekrar etmek isterim: Antalya bizim ilimiz, bu ülke bizim ülkemiz, başka da yok..!
ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN YÜRÜTTÜĞÜ PROJELER- Güvenli Okullar Projesi: Çocuklara yönelik bir proje. 2009 yılında başlatıldı. Halen devam ediyor. İl merkezinde 324 okulda bu proje kapsamında 648 personel güvenli eğitim koordinasyon görevlisi olarak görevlendirildi. Her okula iki polis görevlendirildi. Polislerimiz, risk kategorisi durumuna göre haftanın belli günleri okul yöneticileri ile çocuklarla mutlaka yüz yüze görüşme sağlıyor. Okulda ilgisi olmayan, okul dışından gelebilecek insanların oralara verebilecekleri olumsuzlukları kontrol altında tutuyorlar.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Çiçekleri Soldurmayalım Projesi: 2014- 2017 yılları arasında 3 yıl boyunca her sene olmak üzere uzatıldı. Bu proje Avrupa Birliği Ulusal ajansı tarafından en iyi uygulamalar arasında seçildi ve Türkiye’de de bakanlığın belirlediği projeler içinde birinci olarak değerlendirildi. Bu proje doğrultusunda son derece hem eğitim hem meslek edindirme anlamında parçalanmış aile çocuklarına, sosyal kurumlarda barındırılan çocuklara topluma entegre olmalarını sağlamak amacıyla iş ve istihdam alanı öncesi meslek edindirmelerde sağlanıyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Gelecek Sizinle Gülecek Projesi: Terörle mücadele şubesinin geliştirdiği bir proje. İki yıldır sürüyor. Ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden göç eden aile çocuklarının hem kendi kimliği ile bütünleştirilmesi, tarih bilincinin arttırılması, tarihi ve kültürel değerlerimize sahip çıkmalarının benimsetilmesi, milli birlik ve beraberliğe katkıda bulunmalarının sağlanması, terör örgütlerinin olumsuz propagandalarına karşı bilinçlendirilip uyarılması, gençliğin eylem ve faaliyetleri içine çekilebileceği olumsuz alanların dışına çıkarılması, sportif alanlara yönlendirilmesi amaçlanıyor.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Gençlerle Beraberiz Projesi: Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nce bu yıl başlatıldı. Muhtemelen 2017 – 2018 – 2019 eğitim öğretim yılında da devam ettirilecek. Üniversiteye kayıt yaptıran öğrencilerin; barınma, burs, yemek, sosyal sorunların, terör örgütleri ve legal uzantılarınca istismar edilmemeleri amacıyla bire bir temas kurularak korunmalarını hedefleyen bir proje.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Gönüller Bir Olsun Projesi: Terörle Mücadele biriminin yürüttüğü bir proje. 2016 yılında başlatıldı. Bu projede de Antalya’nın özellikle göçle gelen çocuklarının bire bir yakın plan kontrol altına alınarak bilinçlendirilmeleri amaçlanıyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------
- Müzik Atölyeleri Projesi: Çocuk Şubesi tarafından 2013 yılından bu yana devam ediyor. 2018 yılına kadar uzatıldı. Ekonomik düzeyi düşük çocukların hem suç riskinden korunmaları ve hem müzik eğitimleri alarak toplumda kendilerini özgüvenli olmalarını sağlayarak daha renkli yaşam alanı açması hedefleniyor.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Telefonda Her Sese Aldanma Projesi: Vatandaşlar kendilerinin polis, hakim, savcı diye tanıtan insanlar tarafından çok rahatlıkla dolandırılıp bir ömür boyu edindikleri birikimlerini kaybediyorlar. Buna engel olmak için özellikle telefon dolandırıcılıkları ile ilgili yürütülen bir proje.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Bilinçli Birey Güvenli İnternet Projesi: Toplumun hem bilinç düzeyini arttırmak hem internetin güvenli kullanımı sağlamak amaçlanıyor. Çocukların zararlı alışkanlıklardan korumak için güvenli internet konusunda yaygın şekilde çocuklara eğitimler veriliyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Öğrencilere Bir Ders Saati Projesi: Çocukların ve gençlerin özellikle polise karşı olumsuz önyargılardan arındırılmasını önceleyen bir proje.
------------------------------------------------------------------------------------------------------ Daha Huzurlu AlanyaProjesi:Özellikle havalimanı hudut kapılarından misafirlerin güvenli bir hizmet alabilmelerini sağlamak ve iletişim alanıyla ilgilide yararlanabilecekleri bir alt yapı oluşturma amacıyla Türkiye genelinde bulunan tüm hudut kapılarında yürütülen bir proje
----------------------------------------------------------------------------------------------
- Cezalı İkamet Harcı Hesaplama Projesi: Havaalanlarında uygulanan ikamet harcıyla alakalı konuda yaşanan sorunlara çözüm üretmek için geliştirilen bir proje.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
- Bunların Dışında;Dünya Sağlık Örgütü tarafından akredite edilen Güvenli Toplumlar Projesi-
Huzura Ortak Ol Projesi-
Aile İçi Şiddete Son Projesi-
Sporda Küfüre ve Şiddete Kırmızı Şart Projesi-
Toplumda Etkili İletişim ve Orantılı Güç Kullanma Projesi-
Kaza Anında Seni Korur Projesi-
Güvenli Deniz Projesi-
Sağlıklı Polis Sağlıklı Hizmet Projesi- Motosiklet Sürücüleri ve Yolcuların Denetimiyle İlgili Yaygın Eğitim Programları- İstasyon Eğitimleri- Renklerin Dili Yaşam Tüneli Projeleri- İnsan Ticareti Mağdurlarıyla El Ele ve Destek Projesi-
Bir Bağımlı Bir Hayat Projesi-
Gelecek Eğitimle Gelecek-
Seçimde Huzur Ve GüvenProjesi-
İntihar Çözüm Değil Projesi-
Biz Farkındayız Ya Siz Projesi-
Mutlu Günlerimiz Hüzne Dönüşmesin Projesi- Trafik Kazalarına Dikkat Çeken Proje-
Emekli Dostu AntalyaProjesi-
Anne Gözün Arkada Kalmasın Projesi-
Şehirlerimizde Güvenli Yaşam Projesi-
Antalya Dost Eli Projesi-
Biz Bir Aileyiz Projesi-
Komşum Polis Projes
i-
Emniyet Sağlık İşbirliği Projesi-
Çaresiz Olmayın 155’ Arayın Çare Siz Olun Projesi-
Esnaf Kollama Projesi