Kumbul, "Domates, biber, soğan gibi temel tüketim maddelerinin bile lüks haline geldiği, işsizliğin patladığı, güvenceli işin ortadan kalktığı, gençlerin uzun vadeli plan yapmakta zorlandığı, eğitim sağlık gibi kamusal hizmetlerin özelleştirilerek ticari bir meta haline getirildiği, dış borçların cari açığın rekorlar kırdığı, insanların alım gücünün düştüğü, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarının arttığı saymakla bitmeyen handikapların çoğaldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu tablo AKP’nin iktidar olduğu 2002’den beri, Dünya Bankası ve IMF’nin direktifleriyle uyguladığı neoliberal ekonomi politikalarının doğal bir sonucudur" dedi.Kumbul, Türkiye ekonomisinin KİT’lerin özelleştirilmesi, emek piyasasının esnekleştirilmesi, düşük kur-yüksek faize dayalı para politikasının hayata geçirilmesi, bunun bir sonucu olarak sıcak para girişlerine dayanan sanal bir ekonominin inşa edilmesi ile kırılgan bir yapıya büründüğünü söyledi. Yabancı yatırımcıların hisse senedi veya kısa vadeli borç senedi (tahvil, bono vd) alarak, yüksek faiz getirisiyle paradan para kazandıkları bir yatırım modelini tercih ettiklerinin altını çizen Kumbul, bu yüzden ekonomik krizin yaşandığını söyledi.'Tanzim satış noktalarının kurulması, bu kırılgan ekonomik yapının tarım sektöründe açtığı gediğin bir sonucudur' diyen Başkan Ahmet Kumbul, Tanzim satış noktalarının kurulmasının 31 Mart yerel seçimlerine dönük bir seçim hamlesi olduğunu, sağlam bir altyapı oluşturmadan, ulusal çapta çiftçiyi koruyacak bir sistem geliştirmeden, tüketicinin gözünü bir süreliğine boyamak adına böylesi göstermelik uygulamalarla tarımdaki sorunların çözülemeyeceğini aktardı. Kumbul sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP iktidarı, gelinen noktada yaşanan sorunlarla ilgili olarak hiçbir sorumluluk üstlenmeden hal esnafını çiftçileri köylüleri günah keçisi ilan ederek işin içinden sıyrılabileceğini düşünüyor. Tarımda yaşanan sorunların esas kaynağı AKP iktidarının uyguladığı politikalardır. Tarımda verimliliği yükselterek önemli düzeyde üretim artışına neden olan, iç pazarı korumada ve kırsal kesimin kalkınmasında önemli bir rol üstlenen, mazot gübre yem tohum sulama gibi girdi fiyatlarının kontrolünü sağlayan tarımsal KİT’lerin önemli bir kısmı AKP iktidarında, uluslararası mali kuruluşlar ve çokuluslu şirketlerin öngördüğü “yapısal uyum programları” kapsamında özelleştirildi. TÜGSAŞ, İGSAŞ, TİGEM gibi kurumların özelleştirilmesi, Tarım Satış Kooperatifi Birliklerinin ve TMO'nin işlevinin daraltılması, Türkiye’de tarımın çökmesinin, 30 milyon dönüm alanın üretim dışına çıkmasının, 3 milyon istihdam kaybına uğranılmasının, Türkiye'nin tarımsal dış ticarette net ithalatçı konumuna gerilemesinin başlıca nedenleri arasındadır.Refahın topluma yayıldığı, işsizliğin bir kader olmaktan çıktığı, ücretiyle geçinen bütün emekçilere güvenceli iş güvenceli gelecek olanaklarının sağlandığı, kamusal ve doğal kaynakların toplum yararına sunulduğu, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınan adil bir sisteminin hayata geçirildiği, üreticinin, çiftçinin, sanayicinin ve esnafın uluslararası tekellere karşı gümrük tarifeleri ve devlet teşvikleriyle korunduğu, reel sektörün yatırım olanaklarının genişletildiği, kısaca kendi ayakları üzerinde durabilen, toplumcu bir anlayışla yönetilen bir Türkiye hayal ediyoruz"
Siyaset
13 Şubat 2019 - 13:09
CHP İl Başkanı ekonomi politikasını eleştirdi
CHP İl Başkanı Ahmet Kumbul, AK Parti hükümeti döneminde ekonomik krizin had safhaya ulaştığını, 16 yıllık iktidar döneminde uygulanan ekonomi politikalarının acı bir tablo oluşturduğunu öne sürdü.
Siyaset
13 Şubat 2019 - 13:09