Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Kadın Komisyonu, İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi ile ilgili olarak basın açıklaması yaptı. Komisyon adına konuşma yapan Nefiye Yağcı, “24 Kasım 2011 tarihinde TBMM tarafından ilk imzalayan ülke olarak onaylanan ve her bireyin “şiddetsiz yaşama hakkının güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi, gece yarısı alınan bir kararla feshedilmek istenilmiştir. Anayasa'nın 90. Maddesi uyarınca yasayla onaylanarak yürürlüğe giren sözleşmeler Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile feshedilemez. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek devletin kadınlara karşı görevidir. Nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair sözleşmeden çekilmek, kadınlardan yana olunmadığını açıkça ilan etmek demektir. İstanbul Sözleşmesi sadece kadınlar için değil, şiddetin olmadığı bir dünyada eşit bireyler olarak yaşamak isteyen herkes için savunulması gereken bir sözleşmedir” dedi.
Her gün 3 kadın öldürülüyor
Yağcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye'de ve dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelenin yegane yolu hiçbir bahane ve ayrılığa yer vermeden şiddeti önleme, kadınları şiddete karşı koruma, failleri cezalandırma ve şiddete karşı bütüncül politikalar üretmektir. Ülkenin kültürleri ve gelenekleri kadına yönelik şiddetin bahanesi olamaz. Hiçbir değer kadınların can güvenliğinden ve devletin vatandaşlarını her koşulda koruma görevinden üstün olamaz. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına yönelik bu tür girişimler daha çok kadının öldürülmesi, daha çok çocuğun istismarı uğraması demektir. Eğer sözleşme tam olarak uygulanıp devlet olarak tüm yükümlülükler yerine getirilseydi; ülkemizde her gün 3 kadın öldürülmezdi. Çocuklar istismara bu kadar açık hale gelmezdi. Her gün cinsel saldırı ve cinayetlerle gündemin oluştuğu ülkemizde, her birey kendisi, çocukları, akraba, komşu ve arkadaşları için endişe etmektedir.
İstanbul Sözleşmesi bizi bu saldırılardan korumaya, faili cezalandırmaya yönelik etkin tedbirleri içerir, Sözleşme açık biçimde kadınların ölmesini önlemek için tedbirler almakta, cinsel saldırı ve istismara ağır şekilde yaptırımlar uygulamakta, şiddetin yaşanmadığı aileleri korumaktadır. Sözleşme kısacası cinsiyetleri fark etmeksizin herkesi şiddete karşı koruma altına almaktadır. İstanbul Sözleşmesi gündelik politik hesaplar için yok sayılamaz. Bizler bu hesaplarda yokuz, sözleşmenin yok sayılmasını onaylamıyoruz. İstanbul Sözleşmesinin eşit ve özgür bireylerden oluşan bir toplum hayalinin gerçekleşmesindeki en önemli hukuki güvencelerden olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi reddediyoruz.
Artık yeter, Antalyalı Mali Müşavir Kadın olarak öldürülen kız kardeşlerimizin bilançosunu tutmak istemiyoruz. Bizler artık eşit ve adil bir yaşamın muhasebesini tutmam istiyoruz. Hayatlarımızın ve haklarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”
Her gün 3 kadın öldürülüyor
Yağcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye'de ve dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelenin yegane yolu hiçbir bahane ve ayrılığa yer vermeden şiddeti önleme, kadınları şiddete karşı koruma, failleri cezalandırma ve şiddete karşı bütüncül politikalar üretmektir. Ülkenin kültürleri ve gelenekleri kadına yönelik şiddetin bahanesi olamaz. Hiçbir değer kadınların can güvenliğinden ve devletin vatandaşlarını her koşulda koruma görevinden üstün olamaz. İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasına yönelik bu tür girişimler daha çok kadının öldürülmesi, daha çok çocuğun istismarı uğraması demektir. Eğer sözleşme tam olarak uygulanıp devlet olarak tüm yükümlülükler yerine getirilseydi; ülkemizde her gün 3 kadın öldürülmezdi. Çocuklar istismara bu kadar açık hale gelmezdi. Her gün cinsel saldırı ve cinayetlerle gündemin oluştuğu ülkemizde, her birey kendisi, çocukları, akraba, komşu ve arkadaşları için endişe etmektedir.
İstanbul Sözleşmesi bizi bu saldırılardan korumaya, faili cezalandırmaya yönelik etkin tedbirleri içerir, Sözleşme açık biçimde kadınların ölmesini önlemek için tedbirler almakta, cinsel saldırı ve istismara ağır şekilde yaptırımlar uygulamakta, şiddetin yaşanmadığı aileleri korumaktadır. Sözleşme kısacası cinsiyetleri fark etmeksizin herkesi şiddete karşı koruma altına almaktadır. İstanbul Sözleşmesi gündelik politik hesaplar için yok sayılamaz. Bizler bu hesaplarda yokuz, sözleşmenin yok sayılmasını onaylamıyoruz. İstanbul Sözleşmesinin eşit ve özgür bireylerden oluşan bir toplum hayalinin gerçekleşmesindeki en önemli hukuki güvencelerden olduğunu biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi reddediyoruz.
Artık yeter, Antalyalı Mali Müşavir Kadın olarak öldürülen kız kardeşlerimizin bilançosunu tutmak istemiyoruz. Bizler artık eşit ve adil bir yaşamın muhasebesini tutmam istiyoruz. Hayatlarımızın ve haklarımızın teminatı olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.”