İyi oyuncu olmaktan önce iyi insan olmanın, aydınlatmadan önce aydınlanmanın ne demek olduğunu bize anlatan, Sanat hayatında 37 yılı devirmiş, sahnede farklı karakterlere bürünmüş ama gerçek hayatta karakterinden asla taviz vermemiş güzide bir insan olan değerli üstadımız Abdullah Sürekli’yi kaleme aldık. Keyifli okumalar....Abdullah Bey bize tiyatro geçmişinizden bahseder misiniz? Antalya Belediye Tiyatrosu ile tiyatroya başladım. Geçmişte çok keyifli bir grubumuz vardı, Dündar Mercan abimiz tiyatro topluluğu kurmuştu.Tiyatro sevdalısı abimiz, Müfit Kayacan Fen İşlerinde görev yapıyordu. Müfit abinin önderliğinde tiyatro yapabilmenin imkânlarından yararlanarak Antalya'da “Bizim Sahne Tiyatrosu” nu kurduk. Belediye bize dekor ve kostüm konusunda çok destek oldu. Antalya belediye tiyatrosunda ‘’Kırımız Sokağın Suzan’ı’’ ilk oyunumdu. Bahriyeli rolündeydim. O zaman yaşım 18 yaşındaydım. Bugün o oyunu oynayan arkadaşlardan birçoğu maalesef tiyatro yapmıyor. Antalya’da tiyatro olarak çok sevildik. Ön planda hep samimiyet, arkadaşlık, dostluk vardı. Tiyatro ile seyirci arasında perde bizde hiç olmadı. Bu misyonla yetişen tiyatro yapan insanlarda bu şekilde yollarına devam etti. Akdeniz bölgesinde yakın illere ilçelere yıllarca turneler düzenledik. Köylere seyyar sahne kurduk. Antalya’nın ilk gedikli Nasrettin hoca tiplemesiyim. Biz varken devlet tiyatrosu yoktu tabii. Daha sonradan devlet tiyatrosu geldi. O dönemlerde Mustafa Avkıran devlet tiyatrosu müdürüydü. Onlarla işbirliği içerisinde liseler arası tiyatro şenlikleri düzenledik. Gençleri tiyatro ile buluşturduk. Onları ödüllendirdik, cesaretlendirdik. Örneğin Korhan Herduran tiyatroya zorla başlattığım isimler arasındadır. Çok keyifli, çok onur duyuyorum bunlardan. Aradığınız çıkış yolu aslında bizim yıllar önce kaybettiğimiz çıkış yolu yani insanlarla sıcak ilişki. Tam 37 yıldır tiyatronun içerisindeyim. Denetimli serbestlik şube müdürlüğü ile birlikte madde bağımlılığı tedavisi gören gençlerle çok keyifli oyunlarda yer aldım. AMATEM ile birlikte çalışmalarımız oldu. 25 polisin görev aldığı ‘’yarınlara geç kalma’’ adlı oyun ile bütün Antalya’da turne yaptık.Geleneksel Türk tiyatro ustasısınız diyebilir miyiz?Tabi ki, Ben genelde Geleneksel Türk tiyatrocusuyum. Fakat çağdaş tiyatroya da yabancı değilim. Özel tiyatro yapıyorum. Cam sahnede Hüseyin Erdoğan arkadaşım ve yönetmenimle ‘’caligula’’ adlı tek kişilik oyun hazırlıyoruz. Gelmiş geçmiş en acımasız Roma imparatoru olarak bilinen kendisini tanrı yerine koyan akıllara durgunluk veren işleri ile tarihte yerini alan Caligula’nın hayatını anlatan bir oyun. Yakın zamanda sahnede izleme fırsatı yakalayacaksınız.Televizyonda dizi projesinde yer aldınız bildiğimiz kadarıyla? Yakın zamanda sinemada da rol almayı düşünüyor musunuz?Tiyatroya çok fazla emek harcadım. Bu yüzden hep buralarda kalmak istedim. İnsanlardan da bu yönde tepkiler aldığım için çok fazla televizyona yönelemedim. İyi mi ettim kötü mü ettim bilemiyorum ama yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. Bu vesileyle birçok kişinin tiyatro ile tanışmasını sahnede olmasını sağladık. Bugün birçok arkadaşın eleştirdiği Menderes Türel başkanın ilk döneminde AK Parti İl Başkanı rahmetli Hamza Taş’ın ricasıyla sanat yönetmeni oldum. Bugün şehir tiyatrosu kadrosunu oluşturan 15 kişilik oyuncu kadrosunun 80 saatlik hiçbir sosyal hakkı olmayan arkadaşların hepsini belediye kadrosuna alan ilk sanat yönetmeni olarak da böyle bir şeye vesile olduğum için çok mutluyum. Yeni atanan Sanat Yönetmeni Gökhan Avkıran da buna dahil olmak üzere o insanları belediye kadrosuna alan yönetimin içerisinde yer almaktan da büyük onur duyuyorum. Bana vesile oldu.Kepez Belediye tiyatrosu sizin hayatınızda ne gibi önem taşıyor? Yakın zamanda belediye tiyatrosuyla yollarınızı ayırdınız?Ben Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ile yollarımı ayırdım. Tiyatro ile değil. Hakan Tütüncü ile ya da Kepez Belediye tiyatrosu ile tiyatroda var olmadım ve anılmadım. Kepez’i ve Kepezli seyircileri çok seviyorum. Buradan hepsine çok teşekkür ediyorum, dolu dolu 11 sene geçirdik. Bundan sonra benim hayatımda Kepez Belediye tiyatrosu yok. Mesleğimi çok sevdiğim için ve Başkan Hakan Tütüncü’ye çok değer verdiğim için tüm çalışmalarımı bu yönde yaptım. Güzel şeyler yaptık. O güzellikler orada kalsın. Bunları bozmak istemiyorum. Yeteri kadar gönül anlamında yer aldım. Yeni hayatımda bunlara yer yok. Yaradan her şeyi biliyor.Antalya şehir tiyatrosu en fazla değeri hangi belediye başkanı döneminde gördü?Hasan Subaşı döneminde çok ciddi destek verildi. Menderes Türel’in 2. Döneminde Mehmet Özgür ile ivme kazandı. Fakat Hasan Subaşı bizim olmazsa olmaz belediye başkanımızdır. Tiyatroya tiyatroculara sahip çıktı. Kadroya alınan dönem Menderes Türel dönemidir. Kepez Belediye tiyatrosunda da 5 ödül aldık. Yunus Emre ve Yahya Kemal’in hayatı ile ‘’Kendi Gök Kubbemiz’’adlı oyun ‘’Keşanlı Ali Destanı’’adlı oyunda ödül aldık. ‘’Düğün ya da Davul’’ adlı oyunda ödül aldık. ‘’Düğün evi oyun evi ‘’oyunu ile de kapalı gişe oynadık. Elimizdeki kısıtlı imkanlarla en iyisini yapmaya çalıştık. Geçtiğimiz günlerde Tiyatro Gazetesi’nin 6’ncı “Anadolu Tiyatro Ödülleri“ Başarı ve Emek ödülüne layık görüldük. Ödül almak apayrı bir duygu, insanın takdir edilmesi güzel bir şey. Bunlar insanı motive ediyor.Bir tiyatro oyuncusu sanatıyla toplumu yeterince aydınlatabiliyor mu? Bunun karşılığında gereken desteği görüyor mu?Önce iyi insan olmak lazım iyi insansanız iyi oyuncusunuzdur. Mümkün olduğu kadar kendi eksiklerimizi onarmak zorundayız. Sanatçı yaptığı işlerle toplumu aydınlatır. Kendi şahsıyla da mesleğini iyi temsil eder. Doğruyu yapmak gerekir, mümkün olduğu kadar hatalarımızdan yanlışlarımızdan ayrılmalıyız. Oyunlarda güzel sözler söylüyorsunuz kuliste daha farklı davranıyorsunuz. Bunlar hoş şeyler değil. Haddini bilmeyen insan kimseyi aydınlatamaz. Beklentimiz iyi niyettir, sevgidir, kardeşliktir. Tiyatroda sahnede ‘oldum’ demek ‘öldüm’ demektir. Ben hayatım boyunca bu işte ‘oldum’ demedim. Allah herkesin gönlüne ve kalbine göre versin. Yaradan kanmaz.Tiyatro oyununu seyrederken en çok nelere dikkat edersiniz? Özellikle belediyenin oyuncu seçmelerinde aradığınız özellikler nelerdi?Hep seyirciye bakarım seyircinin oyuna verdiği tepkiye bakarım. İnce detay oyunculuklara bakıyorum. Ne kadar karakteri yansıtabiliyor. Bunlara dikkat ediyorum. Oyuncu ve seyirci arasındaki iletişimi izlemek hoşuma gidiyor. Oyuncunun seyirciye aktarmaya çalıştığı büyülü işlere dikkat ediyorum. Seyirciyi kademe kademe yükseltmeli oyunlar. Haddini bilmeyen insan hiç kimseyi aydınlatamaz.Motosiklete olan tutkunuzdanda kısaca bahsedelim. Neler söylemek istersiniz?Motorcularla ilgili ön yargıları kıralım istiyorum. Motorculuk özgürlüktür. Motosiklet kullandığımda kendimi özgür hissediyorum. Bu apayrı bir duygu. Trafikteki algıdan bahsetmek istiyorum ne yazık ki 4 tekerli araç kullanıcılarının motosikletlere bakış açısını değiştirmesi gerekiyor. Bizlerle ilgili ön yargılarından kurtulmalarını rica ediyorum. Röportaj: Zeynep ÇAYIR
Kültür-Sanat
19 Şubat 2020 - 18:04
Güncelleme: 19 Şubat 2020 - 18:21
Tiyatronun duayen ismi: "ABDULLAH SÜREKLİ"
Tiyatroyu yaşamış, yaşatmış bir isim. Aynı zamanda Antalya şehir tiyatrosunu kuruluşundan bugüne tarihiyle, anılarıyla, tiyatro oyunlarıyla bize anlatan üstadımız. ‘’Abdullah Sürekli için başarı hikâyesi nedir?’’ diye sorduk. Gönüllerde kalabilmenin kendisi için kâfi olduğunu mütevazı tavrıyla bize aktardı. Sanat yönetmenliği yaptığı yıllarda Büyükşehir belediyesi tarafından destek gördüğünü de açık yüreklilikle dile getirdi.
Kültür-Sanat
19 Şubat 2020 - 18:04
Güncelleme: 19 Şubat 2020 - 18:21