Sizi biraz tanıyabilir miyiz?1949 yılında Korkuteli’nin Garipçe köyünde doğdum. İlkokulu bitirdikten sonra babam beni Antalya’da bir ustanın yanına akümülatör çırağı olarak verdi. Eskiyen bataryaları tamir eder veya yeni batarya yapardık. Askerlik çağına kadar bu meslekte çalıştım. Almanya’ya işçi olarak gittim. 16 yıl Almanya’da kaldım. 1986 yılında Alman firması ile tanıştım. Bayiliğini aldığım aquatherm firmasını Türkiye´ye getirme fırsatım oldu. Plastik boruyu Türkiye´ye ilk ben getirdim. Bayilik alınca Türkiye´ye kesin dönüş yaptım. Almanya´dan TV çekimi ve röportaj için gelenler oldu. Allah ‘yürü yaa kulum’ dedi satmaya başladım. Firmamın merkezi Antalya ancak İstanbul´daki firmada oğlum, Ankara´daki firmada yeğenim var. Şu anda çok mutluyum çünkü Türkiye´de % 90 yakın bu borular kullanılıyor.ANFAŞ ile ilgili düşünceleriniz ve hedefleriniz nelerdir?Ben 2017’de Yönetim Kurulu Başkanı oldum. Asıl mesleğimi bıraktım, işim gücüm burası oldu. Gece gündüz buradayım. ANFAŞ için var gücümle çalışıyorum. Yabancı firmalarla sürekli diyalog halindeyiz ancak Türkiye’deki ekonomide düşüş trendine girdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu sonuç almamızı etkiliyor ama biz buna rağmen biz pes etmiyoruz, atalarımız ‘kurt dumanlı havayı sever’ demiştir, birileri uyurken biz uyanık olursak payımızı alırız diye düşünüyoruz. Kriz zamanında fuarlara bazı firmalar katılmadığı gibi bazıları da bütçelerinde doğal olarak azaltma yoluna gidiyorlar. Bilinçli firmalar ise yeni pazar arayışı çalışmalarını arttırmaya yolunu arıyorlar. Boş duracağına biz “gelin katılın” diyoruz. Bizim gelir gideri karşılasın, biz de onlar da kazansın.Geçtiğimiz yıl yapmış olduğumuz 9 fuarı, bu yıl 16 fuara çıkardık. Antalya’nın markası haline gelen fuarlarımız HotelEquipment – Uluslararası Konaklama ve Ağırlama Ekipmanları İhtisas Fuarı ile FoodProduct – Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’nı bu yıl yüzde 40 büyüme ile gerçekleştirdik. Paydaşlarımızın destekleriyle mevcut fuarlarımızı zirveye taşımaya, ulusal ve uluslararası yeni projeleri hayata geçirerek Türkiye’yi ve Antalya’ya kazandırmaya devam edeceğiz.Dünyanın en büyük örtü altı tarım sektörü fuarı, Growtech Eurasia - 18'inci Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı’na ANFAŞ olarak ev sahipliği yaptık. Şehire bir anda 120 bini aşkın kişi geldi. Antalya’da yılda 10 defa fuar olsa esnafın yüzü güler, herkes mutlu olur. 2 yıla kadar fuar alanımız 20 bin metrekareydi şu an 40 bin metrekare alana ulaştık. Türkiye’de bizim fuar alanı kadar büyük fuar alanı yok. Anfaş bünyesinde aynı zamanda 1000 kişilik konferans salonumuz ve 25 irili ufaklı toplantı salonumuz var.Fuarların yapıldıkları bölgeye etkilerini nasıl yorumlarsınız. Turizm ne derece etkileniyor?Bir fuarın sadece alışveriş ve üretim ile sınırlı kalmasına olanak yoktur. Fuarlar ne amaçla açılmış olurlarsa olsunlar insan unsurunu ve ekonomi dışı gereksinmelerini göz ardı edemezler. Bu nedenle organizatörler, fuarcılık faaliyetlerini bir tür turizm faaliyetini de kapsayacak biçimde ele almak zorundadır. Bulundukları yörenin bölgenin tanıtımını sağladıkları için yerli yabancı ziyaretçileri de içerebilmelidir. Gelir sağlarlar turistlik harcamalara neden olurlar. Din, dil, ırk, ulus farkı gözetmeden çok sayıda insanı bir araya getirir. “Fuarcılık hem bulunduğu şehrin hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Fuar dönemlerinde birçok anlaşmalara imza atılır. Katılımcılar tarafından sağlanan katkı azımsamamamız gerekir. Fuar süresi boyunca düzenlenen kentin taksicisinden otelcisine, esnafından iş dünyasına kadar herkes kalkındırmaktadır.İş adamlığının yanında sporcu bir kimliğe de sahipsiniz, zinde kalmayı nasıl başarıyorsunuz?Bir kere sağlıklı yaşamı benimsememiz gerekiyor. Halkımız maalesef sağlıksız besleniyor. Genç yaşta ilaçlara bağımlı hale geliyoruz. Oysa ki en iyi ilaç biziz. Doğru bir beslenme yöntemi ve sporla sağlıklı bir yaşama kavuşmak mümkün. Tüm vatandaşlarımızın sağlıklı yaşamı benimsemesi lazım. Bakın ben küçük yaşlarda yetersiz beslenmeden vereme yakalanmıştım. Yılmadım, pes etmedim, Uzak Doğu beslenme modelini benimsedim, hayvansal gıdaları mümkün olduğunca az alıp, sebzeleri de çiğ tüketmeye başladım. 10 yıldır asprin bile kullanmıyorum. Sağlıklı beslenerek ilaçsız bir hayat mümkün, sağlıklı bir hayat için vücudumuzun mutlu olması gerekir. Mutlu olmak için sağlıklı beslenmek ve spor yapmamız lazım. Vücudun organları mutsuz olursa, beyin de mutsuz olur. Sağlıklı ve uzun yaşamak para kazanmaktan zordur. Mazotlu arabaya benzin koyarsanız çalışmaz. Ne yersek oyuz. O yüzden dinç olmak istiyorsanız doğru beslenmeyi öğrenmeniz gerekir. Beni dinleyenler cennete geç gider. İnsanlar sağlıklı olduğu sürece korkmasınlar. Siz sağlıklı olduğunuz sürece, az yediğiniz sürece hastalıklar size gelemez. Ben her platformda söylerim 120 yaşına kadar sağlıklı ve mutlu yaşayacağım. Çünkü vücudumun ne istediğini ben biliyorum. Doğru enerji alarak bunu başaracağım. Dünyanın en zor sporlarından biri olan Triatlon sporu Türkiye şampiyonu oldum. Kendi yaşımın altındakilerle yarışıyorum. Antalya Triatlon Spor Kulübü Derneği'nin de başkanlığını yapıyorum.
Turizm
21 Aralık 2018 - 21:39
Güncelleme: 21 Aralık 2018 - 21:45
Türkiye'nin Iron Man'i 'Ali BIDI'
Türkiye’nin “Demir Adam’ı” olarak bilinen Antalya Fuarcılık ve İşletme ve Yatırım A.Ş. (ANFAŞ) Yönetim Kurulu Başkanı ve milli sporcu Ali Bıdı ile fuarcılığa dair hedeflerini, hayranlık uyandıracak başarı hikayesini ve sağlıklı yaşamın sırlarını konuştuk. İşte röportajımızın detayları... RÖPORTAJ: MURAT ŞENTÜRK
Turizm
21 Aralık 2018 - 21:39
Güncelleme: 21 Aralık 2018 - 21:45