Haftaya biraz benden biraz sizden, önemli konu başlıklarıyla başlamak istiyorum..
Hem biraz aydınlanalım, hem de çoluğumuz-çocuğumuz için yapmamız gerektiğini biraz anlayalım istiyorum..
…
ERDOĞAN DOĞRU YOLDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan..
“Türk milletinin arzu ettiği davranışı” gösterdi..
Ve ABD’li casus Andrew Brunson’ı bahane göstererek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e yaptırım uygulayan Washington’a misilleme talimatı verdi..
Dedi ki;
“Biz dün akşama kadar sabrettik.. Şimdi ben de talimatı veriyorum; Amerika’nın Adalet ve İçişleri Bakanlarının Türkiye’deki mal varlıklarını donduracağız, varsa..”
Erdoğan bununla yetinmedi..
Bir de ABD Başkanı’na bütün dünyaya örnek olacak bir çağrı yaptı:
“Ey Trump, gel bu oyunu boz.. Üzüm yemek için işbirliğine varız.. Ama derdi bağcıyı dövmek olana fırsat vermeyiz..”
…
Evet, Erdoğan’ın “one minute” ile başlayan, “dünya 5’ten büyüktür’le devam eden, şimdi de “misillemeye misillemeyle karşılık veren” bu tür tutumları sadece Türkiye’de değil, dünyada da hayret ve hayranlıkla/takdirle izleniyor..
90 yıla yakındır pısırık siyasetçiler yüzünden EZİK yaşayan Türk milletine de ilaç gibi geliyor..
“Böyle siyaset olmaz” diyen içimizdeki “ABD malları” ise, hala “korku senaryoları” üretiyor..
Ama ekonomik ve sosyal hatta siyasi gerçekler en az 10 yıldır gösteriyor ki, “Erdoğan doğru yolda”..
…
614 İMZA BİLE YETMELİ
CHP’de genel merkez ile değişimciler arasındaki “olağanüstü kongre kavgası” büyüyor..
Türkiye’yi yönetmeye aday olduklarını iddia eden CHP’liler, dört gündür toplanan imzaları sayamadı..
Muhaliflerin değişim için noter tasdikli imzaları incelenirken, sayı tartışması da tüm hızıyla devam ediyor..
Muhalifler 630 imza toplandığını, “kurultayın yapılması gerektiğini” söylüyor..
CHP Genel Merkezi ise bu sayının 614 olduğunu, içlerinde 4 imzanın mükerrer olduğunu, 5 delegenin de daha önce partiden istifa ettiğini, süreçte imza veren delegelerin bazılarının imzalarını geri çektiklerini savunup “kurultay kararı” almıyor..
…
Biliyorsunuz..
Toplam 1242 delegesi bulunan CHP’de kurultayın “olağanüstü” toplanabilmesi için salt çoğunluk olan 622 delegenin imzası gerekiyor..
Aslında 614 imza toplandıysa, bu sayı bile “Genel Başkan için güvensizlik” demektir ve Kemal Kılıçdaroğlu etik olarak derhal kurultayı toplamalıdır..
Ama..
Daha önce de söylediğim gibi; “mahkeme” dahil her türlü atraksiyon devreye girer..
Kurultay yapılsa da yapılmasa da Kemal Kılıçdaroğlu o koltukta oturmaya devam eder..
Çünkü..
Yeni seçilecek bir Genel Başkan, “başka merkez”den talimat almaya gitmeyebilir..
“ABD’nin hoparlörü” haline gelmiş bir parti, birilerinin elinden uçabilir..
İşte bu “risk” yüzünden “imza şov” bitmiyor..
…
VE SİZDEN GELENLER
Şimdi de sizin paylaşımlarınızdan bazılarını aktaracağım..
Tespitler ve mesajlar bir harika..
…
Kasım Birol Yılgın:
“15 milyon oy aldığını sanan bir adamın Başkan olabilmesi için 630 oyu saydıramaması ne kadar acıklı bir durum.. Arkadaşlar içinizde bir tane bile ayık yok mu? Aradaki fark bu.. Bunlar 600 oyu sayana kadar, bizimkiler 450 proje sayıyor..”
Leman Serengil:
“Ahlaksız vandal ABD, ‘özgür dünya Erdoğan'a karşı ne kadar çabuk davranırsa, dünyamız o kadar güvende olacaktır.. Türkiye dönüştürülmeli..’ diye yazmışlar.. Diyorum ki; ABD ile ilgili en adi gerçekleri ortaya koyan bir MAKALE de hemen biz yayınlayalım..”
Nebi Karakaş:
“ABD basını, ‘özgür dünya Erdoğan'a karşı ne kadar çabuk davranırsa, dünyamız o kadar güvende olacaktır.. Amerika bunları söylerken, halen ‘Tayyip hırsız’ diyen arsızdır.. Dahası ahmaktır.. ABD Türkiye’yi çok sevdiği/düşündüğü için mi Erdoğan'dan kurtarmaya çalışıyor? Akıl edemez misiniz?”
Yasemin Bağoğlu:
“İngiliz askerini öldüren İRA’yı destekleyen biri İngiliz meclisinde vekil olabilir mi? ABD askerini öldüren El Kaide’yi destekleyen biri ABD senatörü olabilir mi? Ama Türk askerini öldüren bir PKK destekçisi TBMM’ye girebiliyor.. Bu kadar ÖZGÜRLÜK fazla değil mi?”
…
İsteyen istediğini alsın, alamadığınız da bana kalsın..
İyi haftalar..