- Yüzde 47’si kadın olduğu için mobbinge maruz kaldığını düşünüyor.
- Yüzde 45’i kadın olduğu için sözlü tacize maruz kaldığını söylüyor.
- Yüzde 56.9’u kadın olduğu için küçümsendiğini belirtiyor.
- Yüzde 47’si iş arkadaşları ve hocaları tarafından, “İhtisasa hiç başlama! Ya da istifa et” telkinleriyle karşılaşıyor.
- Yüzde 33’ü meslek hayatında erkeksi giyinmek zorunda hissediyor.
- Yüzde 68’i küfürlü ya da sert konuşmak zorunda kaldığını belirtiyor.
- Yüzde 63’ü kadın olmanın akademik kariyere engel olduğunu söylüyor.
- Yüzde 55’i uzman olduktan sonra dışlandığını belirtiyor.
- Yüzde 75’i kendisini, erkek meslektaşlarına oranla daha fazla çalışma durumunda hissediyor.
*
Durun arkadaşlar, panik yapmayın. Bu araştırma hemşirelerle ilgili değil. Beterin de beteri varmış.
Bu sözler, 1987’de İstanbul Tıp Fakültesi’nde asistanlığa başlayıp, 1999’da doçent ve 2005’de profesör olan, 52 yaşında sistemin hakkaniyeti olmadığını, çalışanı ve çalışmayanı çok ayırmadığını farkedip (!) geçen yıl yönetime kızgınlığınızdan dolayı özel hastaneye geçen ünlü şovmen Mehmet Ali Erbil’in kızkardeşi Prof. Dr. Yeşim Erbil’in Hürriyet yazarı Ayşe Arman’a verdiği röportajdan alınma.
*
Ah Hocam, keşke şu mobbing olayını, özel sektöre geçmeden kamuoyuyla paylaşsaydınız. Şimdi soru şu: Devlette olan bu mobbing özelde yok mu? Ya da özel çalışanla çalışmayanı çok mu ayırt ediyor?
*
Ah Hocam, keşke bize gelseydiniz. Bizde bırakın mobbingi, mobbingin M’si bile yok. Biz hemşirelerin %95 i kadın olduğu halde; ne kadın olduğumuz için mobbinge maruz kaldık, ne de kadın olduğumuz için sözlü tacize maruz kaldık, hele hele kadın ve hemşire olduğumuz için hiç küçümsenmedik!
*
Dışlanma bi yana, sağlığımıza dikkat edelim diye: öğle yemeği saatleri olan 11.30-14.00 arası (yanılıp şaşar da yemek yeriz diye) Asistan Cafe’ye girmemiz yasak olduğu gibi (Allah var yediğimize içtiğimize dikkat etsin diye o saatlerde yanımızda bir asistanın refakatında girebiliyoruz), spor yapmamızı teşvik etmek için bizim DRC08 diye adlandırdığımız asansörümüz bile, mesai saati başlangıcı olan 08.00-08.30 arası ile öğle yemeği arası olan 12.00-13.30 arası bize yasak.
*
Bunu duyunca Ayşe Arman bile, keşke ben de orada çalışsaydım diye üzülecek. Niyeymiş o derseniz! Dünyanın meşgalesinden, iş yoğunluğundan kendi yüzümüzü unuttuk diye, büyüklerimiz sabah-akşam kendi yüzümüzü hatırlamamız için Yüz Tanıma Sistemi bile taktılar!
*
Maddiyata gelince… Allah’a şükür ben geçen ay (belirteyim ben hemşireyim) döner sermaye katkı payından (performans farkları) aylık 44 tl aldım. (Siz Hocalarımız ne kadar alıyor bilmiyorum, ama biz 44 tl aldıysak, Siz Hocalarımız on katı olsa 440 tl alırsınız, iyi para) Ben sevincimden bu kadar parayla ne yapacağımı şaşırdığım için BİM mağazasına koşarak gittim ve ithal 1,5 kilo kıyma aldım. Şükretmeyeyim de ne yapayım!
*
Ah Hocam, başta dedim ya keşke bize gelseydiniz diye. Bizden giden Hocalarımız bile pişman olup geri dönüyorlar.
SÖN SÖZ;
Hocam yalnız aklıma takıldı!!! Yüzde 68’inizin küfürlü ya da sert konuşmak zorunda kaldığını belirtmişsiniz ya, mobbingden şikayetçi olan siz, herhalde biz hemşirelere ve diğer çalışanlara küfretmemişsinizdir. Geriye hastalar ve birbiriniz kalıyor. Neyse bu sorunun cevabını belki Ayşe Arman’a verirsiniz!
Not: Yazdıklarım şikayet veya eleştiri değil, gerçeğin ta kendisi!
Roosevelt ne demiş “Korkmamız gereken tek şey korkularımızın tam kendisidir”…
Ayşe Özdemir