Korona hayatımıza girdiğinden beri ne çok şey değişti değil mi?
Her şey hızla anlamını yitirdi. Sevdiklerimizle içtiğimiz kahve sohbetlerinin arasına bir metrelik mesafeler girdi. Sınırlandırıldık adeta. Korona haddinizi aşmayın diyor sanki bizlere…
Peki, korona bize en çok neyin önemli olduğunu anlattı sizce?
Bence en çok da dokunabilmenin ve özgürlüğün kıymetini hatırlıyoruz bugünlerde…
Korona öyle bir girdi ki hayatlarımıza daha önce hiç deneyimlememiştik böyle bir şeyi. Hepimiz ilk kez bu bela ile savaşıyoruz. Hem de ne savaşma. Öyle ki en sevdiklerimize bile dokunamıyoruz, özgürce dolaşamıyoruz…
Şimdi bir virüs devasa orduların, nükleer silahların yapamadığını yaptı… Zengin fakir demeden alıyor canını yakaladığının…
Hani bundan önce hep tüketiyorduk, tüketmiştik, hatta kurutmuştuk sevgiye dair ne varsa…
Hani yine bundan önce hep katlediyorduk, katletmiştik, doğayı, çocukları, kadınları, insanları, hayvanları, ormanları ve canlıları…
Hani yine bundan önce haset ederdik, etmiştik, onda o var bende de olsun, bunda şu var bende de olsun.
Unutmuştuk iyi tarafımızı… Besledikçe besliyorduk kötü tarafımızı…
Bir paylaşamadık be şu ölümlü dünyayı…
Biz ne mi olduk… Bence biz en başta insan olduğumuzu unuttuk… Basit yaşamayı unuttuk… O ne der bu ne der diye düşünmekten, komşu ne der diye yaşamaktan gittiğin restoranda yemeği beğenmemekten, onu azarlamaktan, yaşlılara saygısızlıktan unuttuk. İnsanlıkta tek kelimeyle sınıfta kaldık…
Bak şimdi en pahalı ayakkabıyı giyecek bir özgürlüğün, gidecek bir restoranın, kahve içecek bir kafen, azarlayacak bir garsonun dahi yok… Hiçbir şeyin anlamı kalmadı… Ülkelerin savaştan bir farkı kalmadı… Şehirler hayalet şehre döndü sadece silahlar konuşmuyor… Koskoca meydanlardan çıt çıkmıyor…
Hani zamanında Naziler Yahudileri katlediyordu kimse sesini çıkaramıyordu…
Hani zamanında Struma gemisindeki yolcular İstanbul’da ölüme terkedilmişti…
Hani zamanında Bosna Savaşı vardı… Orada milyonlarca kadın tecavüze uğruyordu insanlar yiyecek bulamadığı için açlıktan ölüyordu, insanlar soykırıma kurban gidiyordu ve kimsenin sesi çıkmıyordu değil mi?
Hani yine dünyanın birçok yerinde insanlar obezite ile uğraşıp kilo vermeye çalışıyorken yine dünyanın bir diğer ucunda özellikle çocuklar açlıktan ölüyordu…
Suriye’de bebekler çocuklar can veriyordu…
O zamanlarda acı vardı ama ortak değildi…
Şimdi ise dünya tek nefes oldu ve aynı gemide olduğunu hatırladı…
Öyle bir virüs ki ceza mı ders mi bilemiyorum.
Sevdiklerimize dokunamıyoruz. Bir metre mesafe koyuyoruz. Adeta sınırlandırdı bizi bu korona…
Kimisi çocuğuna, kimisi annesine uzaktan bakıyor dokunamadan yaşıyor…
Ya bir camın arkasından ya da kameradan hasret gidermeye çalışıyor…
Peki yeni dünya nasıl olacak? Bizi neler bekliyor? Korona’dan sonra hayatımız nasıl şekillenecek?
Bence çok değişecek…
Dokunmanın ve özgürlüğün kıymetini o kadar iyi anladık ki, çok farklı bir dünya oluşacak…
Ormanlara, insanlara, canlılara zarar vermeyen bir insanlığın yeniden doğuşunu hayal ediyorum…
Yeşil ve mavi bir dünya olsun herkes eşit olsun, huzuru yeniden bulsun.
Özgürce yaşamak ümidiyle tüm renklerimizle…
Sevgiyle Kalın…
Kalemine yüreğine sağlık. Zor günlerde herkesin içindeki duygularını nasıl da güzel kaleme almışsın. Yolun açık olsun genç ve başarılı kadın.
Güneş ☀ yavaş yavaş hayat veriyor yaşama. Kışın sonu galiba, bahar geliyor. Yaşlı bir çınar misali tek başımayım. Yollara bakıyor gözlerim, özlem dolu... Hayat ne kadar anlamsız ve boş. Oysa benim hayatım bir koca çınar (babam) ve onun dört fidanından (kardeşlerim) ibaretmiş. Kendimi yorgun hissediyor, özlüyor ve hüzün doluyorum... Korkum ölümden değil, bana ait o*** iki fidana su verememekten. Bu bahar bizim sonbaharımız mı... Ölüm bu kadar yakınımızdayken, sımsıkı sarılmak istiyorum hepinize... Maziye gidiyor, hayallere dalıyorum. Sonra bir minik el tutuyor elimi BEYNAm
Kalemine sağlık kardeşim. Çok güzel bir anlatım. Okurken çok şeyler düşündüm ve yazını başlığı gibi bu bizlere CEZA mı, DERS mi...
Gönülden gelen bu duygu ve aynı zamanda gerçeklerle dolu yazın için teşekkürler ESRA KÖKSAL Hanım kardeşim dilerim insanoğlu bunu algılayıp hepimizin aynı gemide sonsuzluğa yolculuk yaptığımızı hatırlasın SONUÇ BİR AVUÇ TOPRAK Herkes sağlıkla sevgiyle kalsın
Çok güzel. Günümüzü anlatan Harika bir makale. Yüreğine sağlık