Antalya eğitim ve araştırma hastanesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Aydoğan Aşkın, spor yaralanmaları, eklem hastalıkları ve ortopedideki son gelişmeleri yakından takip eden bir isim. Antalya’da aktif olarak çalışan Dr. Aşkın, hastalarının sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi için hem bilimsel yenilikleri hem de bireysel farkındalığı ön planda tutuyor. Kendi meslek yolculuğunu, dikkat edilmesi gereken noktaları ve mesleğinin en unutulmaz anlarını bizimle paylaştı.
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz ve ortopedi uzmanı olma yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alanda sizi motive eden nedir?
Merhaba, ben Aydoğan Aşkın. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak Antalya’da görev yapmaktayım. Tıp fakültesi sürecinde bu alana yönelmeye karar verdim. Hayatımda sürekli spor olması ve sporcu yaralanmalarındaki ortopedi ameliyatlarının ilgimi çekmesi, ortopedi ve travmatoloji bölümünü tercih etmemde etkili oldu. Şu an branşımda en çok gerçekleştirdiğim ameliyatlar, sporcu yaralanmaları ve artroskopik, yani kamera ile yapılan kapalı ameliyatlar. Tabii ki diğer ortopedik ameliyatları da yapıyorum.
Ortopedi alanında en sık karşılaştığınız sağlık sorunları nelerdir?
Travmalara bağlı (trafik kazaları, iş kazaları, düşmeler vb.) yaralanmalar maalesef en sık karşılaştığımız durumlar. Özellikle ileri yaşlarda sıklığı artan eklem hastalıkları da hasta grubumuzun önemli bir bölümünü oluşturuyor.
Son yıllarda ortopedi alanındaki teknolojik yenilikler hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangi gelişmeler tedavi süreçlerini en çok etkiledi?
Bilim, sürekli yenilenen ve gelişen bir alan. Ortopedi ve Travmatoloji de bu gelişimden büyük ölçüde etkileniyor. Özellikle ameliyatlarımız yeni cihazlarla “minimal invaziv” yani kapalı tekniklere evriliyor. Bu sayede hastalar, daha güvenli ameliyatlarla daha hızlı şekilde günlük hayatlarına dönebiliyor. Kullanılan implantlar artık daha spesifik ve uzun ömürlü. Bazen hastalar, “Hocam, vücudumda sadece iki dikiş var, gerçekten ameliyat oldum mu?” diye soruyor. Sanırım en sevdiğim hasta geri dönüşü bu oluyor.
Kemik ve eklem sağlığını korumak için bireylerin dikkat etmesi gereken en önemli alışkanlıklar nelerdir?
Klasik ama gerçek: İyi beslenme, iyi ruh hali ve spor. Kişiye özel beslenme planı oluşturulmalı. Bu konuda dahiliye ve diyetisyen meslektaşlarımız gerekli düzenlemeleri yapıyor. Sporu profesyonel destekle yapmak önemli. Eklem sorunlarımız var mı? Hangi egzersizler iyi gelir? Hangi hareketler durumu kötüleştirir? Bunlar belirlenmeli ve aktivite planı buna göre oluşturulmalı. En masum ve yararlı egzersiz tempolu yürüyüştür, vazgeçilmezlerimiz arasında olmalıdır.
Mesleğinizde sizi en çok etkileyen bir vaka veya tedavi sürecini paylaşabilir misiniz?
Hem acı hem de tatlı bir anı diyebilirim. Acil servise dirsek kırığı ile gelen bir hastam vardı. Biraz inceleme yaptıktan sonra, bu vakanın aslında bir çocuk istismarı olduğunu fark ettim. Çocuk, sadece kutu süt ile besleniyordu ve 13 yaşında olmasına rağmen akrabası tarafından oldukça kötü koşullarda tutuluyordu. Tüm klinik ve emniyet ekipleriyle organize olup önce ameliyatlarını yaptık, ardından beslenme düzenlemesi için çocuk doktorlarımızdan yardım aldık. Sonrasında çocuk ailesinden alındı. Bu süreçte kimden yardım istediysek koşarak geldi. Millet olarak bu özelliğimiz vazgeçilmez. Geçici yuvasında da yalnız bırakmadık ve kendimiz gidip takip ettik. Şu an pırlanta gibi bir çocuk, yeni ailesinin yanında ve mutlu. Bir insanın hayatına dokunabiliyorsak, ne mutlu bize. Mesleğimizin en büyük ve bizden kimsenin alamayacağı değeri sanırım bu.
Spor yaralanmaları ortopedi alanında sık karşılaşılan bir durum. Sporcuların sakatlanma riskini en aza indirmek için önerileriniz nelerdir?
Bu, tek bir oturumda ele alınması gereken geniş bir konu. Kişinin sağlığı, uyku düzeni ve beslenmesi iyi olmazsa, tüm yaralanmalara açık hale gelir. Özellikle birey, kendisi için en sağlıklı sporu seçmeli ve spor öncesi ile sonrası egzersizlerini ihmal etmemelidir. Zaten eklem sorunları olan bir kişi, yanlış bir spor yapıyorsa bu durum daha büyük problemlere yol açabilir.
Türkiye’de ortopedi ve travmatoloji alanındaki sağlık hizmetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha iyiye gitmesi için neler yapılabilir?
Bu konuda oldukça ileri bir seviyedeyiz. Dünyadaki birçok sağlık örgütünde Türk ortopedi hocalarımız başkanlık seviyesinde görev alıyor. Daha iyiye gitmesi için en önemli konu, daha güvenli ve sürdürülebilir çalışma koşullarına sahip olmak. Çok sevdiğim bir söz var:
“Bilim ve sanat, ilgi görmediği ülkeyi terk eder.” – İbn-i Sina
Yaşlanma sürecinde kemik sağlığını korumak için özel bir tavsiyeniz var mı? Osteoporozu önlemede hangi adımlar kritik öneme sahiptir?
Öncelikli olarak uygun beslenme ve yeterli güneş ışığı almak çok önemli. Ardından düzenli hareket etmek gerekir. Orta yaşlardan itibaren hekimler tarafından uygun takviyeler önerilebilir. Süt ve süt ürünleri, beslenme düzeninde mutlaka yer almalıdır.
Ortopedi uzmanı olmak isteyen genç hekimlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
“Yaşam harekettir.” İnsanlar hareket ettikçe mutlu olur. Ortopedi doktorları da bunu sağladıkça… Bölümümüz oldukça yoğun, ama bir o kadar eğlenceli ve hasta memnuniyeti yüksek bir branş. Deprem, savaş, seferberlik gibi olağanüstü durumlarda ilk akla gelen branşlardan biri biziz. Son depremde gönüllü olarak İskenderun’da görev aldım. Yorucu ve yıpratıcı bir süreçti, ama insanların hayatına dokunabildik. Eğer tüm bunlardan keyif alabiliyorsanız, sizi de aramızda görmek isteriz.
Gelecekte ortopedi alanında öne çıkacağını düşündüğünüz tedavi yöntemleri veya yaklaşımlar var mı?
Evet, biyolojik tedaviler medikal anlamda büyük bir gelişim gösteriyor. Ameliyat seviyesine gelmeden birçok rahatsızlığı önlemeyi hedefleyen yeni yöntemler var. Aynı şekilde cerrahi teknikler de gelişiyor ve sürekli yenileniyor. Bizim görevimiz, bu yenilikleri yakından takip edip hastalarımıza en uygun şekilde sunabilmek.