SERKONDER’i biraz Akdeniz Bülten okurlarına anlatır mısınız? İşleyişi, amacı, üyeleri
hakkında kısaca bahsedebilir misiniz?
SERKONDER; Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman üretimi yapan firmaları bir araya
getirmek, dayanışma ve bilgi alışverişi sağlamak, üyelerinin ekonomik, hukuki, teknolojik,
imalata ve ihracata yönelik sorunlarına çözüm bulacak çalışmalar yapmak, Türkiye’de sera
imalat sektörünü geliştirmek, yeni pazarlar araştırmak amacı ile kurulmuştur. Bugün itibariyle
52 üyesi bulunmaktadır. Üyelerin tamamı sera konstrüksiyon ve donanım üretimi, iç pazar
tedariği ve ihracatını yapan firmalardan oluşmaktadır.Sektörü yakın gelecekte neler bekliyor? Ne öngörüyorsunuz?
Modern sera, günümüz teknolojisi kullanılarak ve çevresel koşullara uygun parametreler baz
alınarak inşa edilmiş, her anlamda kontrollü üretimin gerçekleştirildiği, yetiştirilen ürünün
çevresel faktörlerden izole edildiği bir üretim tesisidir. Yaşadığımız ve hala yaşamakta
olduğumuz pandemi süreci, özellikle kontrollü ortamda yetiştiriciliği oldukça önemli hale
getirmiştir. Kapalı alanda yapılan tarıma olan ilginin oldukça arttığını gözlemlemekteyiz.
Seracılık, her koşulda olduğu gibi, güncel koşullarda da büyük ilgi çekmektedir. Dernek olarak sektörel bazda bize ulaşan yatırımcıları, sektör paydaşlarından oluşan ve tamamen yerli üretim yapan üyelerimize yönlendirmekteyiz. Kontrollü tarımın ön plana çıkmasıyla, pandemi sürecinden sektörümüzün orta ve uzun vadede olumlu neticelerle çıkacağı görüşündeyiz. Ancak dernek olarak da projelerin hayata geçirilebilmesinin normalleşme sürecine girilmesiyle başlayacağını ön görmekteyiz.Bu süreç sonrası sektör olarak yurt dışı pazarlama faaliyetlerinizde değişiklikler olacak mı?
Sizce yeni pazarlarda yakalanan fırsatlar olabilir mi? SERKONDER olarak şunu söyleyebiliriz ki; yaşanan pandemi sürecinin getirdiği koşullar
kaynaklı olarak, ülkeler kendi üretimlerini kendi sınırları içerisinde yapma düşüncesine
girmektedir. Bu bağlamda öncelikle ülkeler kendi üretim tekniklerini belirlemeye ve
geliştirmeye çalışmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde önemli alanlara sahip ülkelerin çoğu, kendi
sera sektörünü kurup geliştirme kapasitesine sahipken, olmayan ülkeler normalden fazla bizi
arayacaktır. Bu da sektörümüz için yeni pazarların oluşacağı anlamına gelmektedir.
Antalya’da düzenlenen ve SERKONDER olarak destekçisi olduğumuz Growtech 20.
Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı, sektörümüz için çok
önemli. Uzun yıllardır Growtech’de dünya pazarından çok önemli alıcılarla yüz yüze görüşme, yeni işbirlikleri yapma fırsatı buluyoruz. Bu ülkelere tek tek gitmek bizim için çok maliyetli, üstelik de çok vakit harcanması gerekiyor. SERKONDER üyelerimiz Growtech’de yer alarak var olan pazarlarımızla bağlarını güçlendirirken, yeni pazarlara da kolayca ulaşabiliyorlar.Uluslararası rekabetçiliğin gelişmesi noktasında sektörler için önem arzeden URGE
çalışmaları noktasında, derneğinizin bu konuda çalışmaları var mı?
Derneğimiz 2014 yılından beri Ur-Ge Projeleri yürütmektedir. Yapılan ihtiyaç analizi ve
danışmanlık faaliyetleri ile yeni ve alternatif pazarlar oluşturulmuş ve hali hazırda Türkiye
seracılık sektörünün bu pazarlarda sürdürülebilir ihracat yapmalarına olanak tanımıştır.
Kazakistan, İran, Özbekistan yurtdışı pazarlama faaliyetleri, ulusal ve uluslararası seracılık
çalıştayları ve Tarım Yürütme konseyleri düzenleyen derneğimiz, uluslararası alanda
alternatif pazarlar oluşturma ve üyelerimizin bu pazarlarda rekabet gücünü arttırma
çalışmalarına devam edecektir.Bu süreçte sektörünüze devlet ve resmi kurumlar tarafından devlet teşvikleri destekleri ve
yatırımlar oldu mu?
Çalışma ödeneği ve sosyal destekler aracılığı ile üye firmalarımız devlet desteklerinden
faydalanmaktadır. Gümrük, lojistik ve üretim alanlarında işlemlerin aksamamasına yönelik
atılan adımlar devam eden projeler ve şantiyeler için mümkün olan en az zararla bu süreci
atlatmamıza olanak tanımıştır.Sektör olarak ARGE çalışmalarına daha fazla önem verileceğini ön görüyor musunuz?
İnovatif ve yenilikçi fikirlerin oluşmasına sizce bu süreç öncülük edecek mi?
Uzaktan kontrol ve izleme seçeneklerinin de içinde bulunduğu otomasyonlu teknolojik sera
tesisleri inşa eden üye firmalarımız bu dönemde bile yurtdışı projelerinde acil durumlarda
gerekli müdahaleleri ve iş birlikteliklerini sağlayabilmiştir. Evinden, ofisinden, Rusya’da,
Özbekistan’da ya da dünyanın farklı noktalarında yer alan seralara uzaktan bağlanarak gerekli teknik destek hizmetlerini vermeye devam etmiştir. İnsanların evlerinden bile çıkamadığı bir süreçte, kıtalar arası mesafedeki bir sera tesisine uzaktan bağlantı ile müdahale edip tedarik zincirindeki akışı sürdürmek bizler açısından gurur verici bir durumdur.Donanım ve yerinde müdahale hususlarında ise, yerel partnerler ve çözümler üzerinde
kurulan bağlantılar, üye firmalarımızın bu sektördeki yılların birikimi ve tecrübesinin ne kadar
değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Tabi ki yeni normal hayat ve sosyal akış çevresinde mevcut altyapı ve kabiliyetlerimizi kullanarak tedarik zincirinin bozulmaması ve nihayetinde insanların ürün ihtiyaçlarının aksamaması adına Ar-Ge çalışmaları daha da önem kazanmış vaziyettedir.
hakkında kısaca bahsedebilir misiniz?
SERKONDER; Sera Konstrüksiyon, Donanım ve Ekipman üretimi yapan firmaları bir araya
getirmek, dayanışma ve bilgi alışverişi sağlamak, üyelerinin ekonomik, hukuki, teknolojik,
imalata ve ihracata yönelik sorunlarına çözüm bulacak çalışmalar yapmak, Türkiye’de sera
imalat sektörünü geliştirmek, yeni pazarlar araştırmak amacı ile kurulmuştur. Bugün itibariyle
52 üyesi bulunmaktadır. Üyelerin tamamı sera konstrüksiyon ve donanım üretimi, iç pazar
tedariği ve ihracatını yapan firmalardan oluşmaktadır.Sektörü yakın gelecekte neler bekliyor? Ne öngörüyorsunuz?
Modern sera, günümüz teknolojisi kullanılarak ve çevresel koşullara uygun parametreler baz
alınarak inşa edilmiş, her anlamda kontrollü üretimin gerçekleştirildiği, yetiştirilen ürünün
çevresel faktörlerden izole edildiği bir üretim tesisidir. Yaşadığımız ve hala yaşamakta
olduğumuz pandemi süreci, özellikle kontrollü ortamda yetiştiriciliği oldukça önemli hale
getirmiştir. Kapalı alanda yapılan tarıma olan ilginin oldukça arttığını gözlemlemekteyiz.
Seracılık, her koşulda olduğu gibi, güncel koşullarda da büyük ilgi çekmektedir. Dernek olarak sektörel bazda bize ulaşan yatırımcıları, sektör paydaşlarından oluşan ve tamamen yerli üretim yapan üyelerimize yönlendirmekteyiz. Kontrollü tarımın ön plana çıkmasıyla, pandemi sürecinden sektörümüzün orta ve uzun vadede olumlu neticelerle çıkacağı görüşündeyiz. Ancak dernek olarak da projelerin hayata geçirilebilmesinin normalleşme sürecine girilmesiyle başlayacağını ön görmekteyiz.Bu süreç sonrası sektör olarak yurt dışı pazarlama faaliyetlerinizde değişiklikler olacak mı?
Sizce yeni pazarlarda yakalanan fırsatlar olabilir mi? SERKONDER olarak şunu söyleyebiliriz ki; yaşanan pandemi sürecinin getirdiği koşullar
kaynaklı olarak, ülkeler kendi üretimlerini kendi sınırları içerisinde yapma düşüncesine
girmektedir. Bu bağlamda öncelikle ülkeler kendi üretim tekniklerini belirlemeye ve
geliştirmeye çalışmaktadır. Tarımsal faaliyetlerde önemli alanlara sahip ülkelerin çoğu, kendi
sera sektörünü kurup geliştirme kapasitesine sahipken, olmayan ülkeler normalden fazla bizi
arayacaktır. Bu da sektörümüz için yeni pazarların oluşacağı anlamına gelmektedir.
Antalya’da düzenlenen ve SERKONDER olarak destekçisi olduğumuz Growtech 20.
Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı, sektörümüz için çok
önemli. Uzun yıllardır Growtech’de dünya pazarından çok önemli alıcılarla yüz yüze görüşme, yeni işbirlikleri yapma fırsatı buluyoruz. Bu ülkelere tek tek gitmek bizim için çok maliyetli, üstelik de çok vakit harcanması gerekiyor. SERKONDER üyelerimiz Growtech’de yer alarak var olan pazarlarımızla bağlarını güçlendirirken, yeni pazarlara da kolayca ulaşabiliyorlar.Uluslararası rekabetçiliğin gelişmesi noktasında sektörler için önem arzeden URGE
çalışmaları noktasında, derneğinizin bu konuda çalışmaları var mı?
Derneğimiz 2014 yılından beri Ur-Ge Projeleri yürütmektedir. Yapılan ihtiyaç analizi ve
danışmanlık faaliyetleri ile yeni ve alternatif pazarlar oluşturulmuş ve hali hazırda Türkiye
seracılık sektörünün bu pazarlarda sürdürülebilir ihracat yapmalarına olanak tanımıştır.
Kazakistan, İran, Özbekistan yurtdışı pazarlama faaliyetleri, ulusal ve uluslararası seracılık
çalıştayları ve Tarım Yürütme konseyleri düzenleyen derneğimiz, uluslararası alanda
alternatif pazarlar oluşturma ve üyelerimizin bu pazarlarda rekabet gücünü arttırma
çalışmalarına devam edecektir.Bu süreçte sektörünüze devlet ve resmi kurumlar tarafından devlet teşvikleri destekleri ve
yatırımlar oldu mu?
Çalışma ödeneği ve sosyal destekler aracılığı ile üye firmalarımız devlet desteklerinden
faydalanmaktadır. Gümrük, lojistik ve üretim alanlarında işlemlerin aksamamasına yönelik
atılan adımlar devam eden projeler ve şantiyeler için mümkün olan en az zararla bu süreci
atlatmamıza olanak tanımıştır.Sektör olarak ARGE çalışmalarına daha fazla önem verileceğini ön görüyor musunuz?
İnovatif ve yenilikçi fikirlerin oluşmasına sizce bu süreç öncülük edecek mi?
Uzaktan kontrol ve izleme seçeneklerinin de içinde bulunduğu otomasyonlu teknolojik sera
tesisleri inşa eden üye firmalarımız bu dönemde bile yurtdışı projelerinde acil durumlarda
gerekli müdahaleleri ve iş birlikteliklerini sağlayabilmiştir. Evinden, ofisinden, Rusya’da,
Özbekistan’da ya da dünyanın farklı noktalarında yer alan seralara uzaktan bağlanarak gerekli teknik destek hizmetlerini vermeye devam etmiştir. İnsanların evlerinden bile çıkamadığı bir süreçte, kıtalar arası mesafedeki bir sera tesisine uzaktan bağlantı ile müdahale edip tedarik zincirindeki akışı sürdürmek bizler açısından gurur verici bir durumdur.Donanım ve yerinde müdahale hususlarında ise, yerel partnerler ve çözümler üzerinde
kurulan bağlantılar, üye firmalarımızın bu sektördeki yılların birikimi ve tecrübesinin ne kadar
değerli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Tabi ki yeni normal hayat ve sosyal akış çevresinde mevcut altyapı ve kabiliyetlerimizi kullanarak tedarik zincirinin bozulmaması ve nihayetinde insanların ürün ihtiyaçlarının aksamaması adına Ar-Ge çalışmaları daha da önem kazanmış vaziyettedir.