10 Milyon Zeytin Ağacını Yok Ettiriyor Torosların en dik zirvesinde Güllük Dağı’nın en tepesinde kurulmuş bir Roma Şehri… Türkiye’nin en iyi korunmuş antik şehirlerinden biri… Bunun yanı sıra dönemin olağanüstü zengin şehirlerinden biri olan 8 buçuk milyon nüfuslu Termessoslular bundan 3000 yıl önce Pers topraklarını soluyan Diktatör Büyük İskender’in bile gözünü korkutmuş. Yaşadığı dönemde dünyanın yüzde 90’ını fetheden Asya’nın Efendisi olmayı amaçlayan Büyük İskender, Termessoslularla başa çıkamayacağını anlayınca şehri fethetmekten vazgeçmiş. Zapt edemediği iki şehirden biri olan Termessos’tan intikamını ise acı bir şekilde alan Büyük İskender, şehri terk etmeden önce zenginliği ile dillere destan Termessos’un 10 milyon zeytin ağacını gözünü kırpmadan kestirmiş. Esra Köksal’ın Tarih ve İnsan konseptli araştırmasının yorumunu ise Antalya’nın yakından tanıdığı isim KALEDER Başkanı Hasan Kilit yapıyor. Termessos’tan Phaselis’e yağ sarnıçları KALEDER Başkanı Hasan Kilit, Termessos ile ilgili tarihe ışıklık edecek bilgiler veriyor. Kilit, “Torosların en dik zirvesinde güllük dağının tam tepesine kurulmuş bir Roma şehri. O dönem için anormal derecede çok zengin olan bir şehir Roma Şehri. Tüm zenginliğini ise zeytin ve zeytinyağı ile sağlıyor. İnanılması mümkün olmayacak derecede yabancı zeytin var. O dönemlerde çok çok daha fazlaymış. Hatta Phaselis’te yağ sarnıçları var. O yağ sarnıçlarının içerisinde Güllük dağından günümüzde de varlığına rastlanan tahta kanallar içinden Phaselis’te ki yağ sarnıçlarının içerisine yağ aktarılırmış. Aynı zamanda çok iyi korunan bir şehir. Lahit mezarları çok çok değerli mezarlardaki mermer oymalar Roma döneminden kalan eserler arasında. O dönemde sanat çok çok iyiymiş. O dönemin insanları da sanata sanat olarak bakmışlar. Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar olan bölüm içerisinde dünya nüfusunun 36 milyon civarında tahmin edildiği dönemlerde bu bölgede 8 buçuk milyon insan yaşıyormuş. Bunun da kanıtı şöyle her şehrin en az 15 bin kişilik tiyatrosu var. O dönemin şartlarında da bu tiyatrolar doldurulabiliyormuş. Roma tarafıyla, lahidleriyle ünlü olan Termessos antik şehrinin esas önemli tarafı ise Büyük İskender’in zapt edemediği iki şehirden birisi. Büyük İskender 6 ay kuşatıyor şehri bu süre içerisinde şehir direniyor ve fethedemiyor. Giderken ise sırf onlardan intikam almak için tam 10 milyon tane zeytin ağacını kesmiş gitmiş” diyor. Solymos Dağı
Termessos Pisidia bölgesinin "Milyas" olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı'nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu'nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym'ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan ören yerlerinin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alır. Güllük Dağı (Termessos) Milli Parkı; bitki örtüsü ile bölgenin botanik, içlerinde soyu tükenmekte olanların da bulunduğu pek çok hayvanı barındırma özelliği ile de açık hayvanat bahçesi görünümündedir. Deniz seviyesinden ortalama 1.150 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın güneybatısında doğal bir platform üzerine kurulmuştur. Antalya-Korkuteli karayolunun 24. km.den sola tırmanan özel yolla, Güllük Dağı'ndaki kalıntılara ulaşılabilir. Termessos’un, huzur veren ve el değmemiş görünümüyle diğer antik şehirlerden daha farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü, şehir adını taşıyan Milli Park kapsamına alınmıştır.Pamfilya Vadisi Pamphylia Ovasının üzerinde manzaraya hakim olan tiyatro hiç şüphesiz Termessos ovasının en göz alıcı yapısıdır. Helenistik dönem tiyatro planını koruyan bu tiyatro, Roma tiyatrosunun en belirgin özelliklerini sergiler. Tiyatro, yaklaşık 4000 – 5000 seyirci kapasitesine sahiptir. Dağın başına böyle bir binayı oturtmak mimari dâhiliğin de ötesinde. Termessos’taki tiyatro dünyadaki en etkileyici tarihi mekânlardan biri. Diğer kalıntıların arasında ise şehrin mezarlığı var. Etrafa dağılmış doğayla uyum içinde, yüzlerce lahit görüyorsunuz. Yolun sonunda orman bekçisinin kulesi, eşsiz manzarası ile Pamfilya Vadisi sizi görsel bir şölene davet ediyor.
Mezar Soyguncuları
Şehrin güneybatısında sık ağaçların arasında saklanan lahit, insanı bir anda tarihi törenin derinliklerine götürüyor. Ölüler, kıyafetleri, mücevherleri ve diğer aksesuarlarıyla bu lahitlere konurdu. Lahitlerinin açılmasını engellemek ve mezar soyguncularını korkutmak için tanrıların öfkesini çağıran yazıtlar da yazılırdı. Bu yazıtlar aynı zamanda kurallara uymayanlara uygulanan para cezalarını da belirtir. 300 ile 100.000 denar arasında değişen bu para cezaları genellikle Zeus Solymeus adına şehir hazinesine ödenirdi ve yasal hükümlerin yerini alırdı.40 yıl sonra gelen zafer
Termessos, açıkça bir liman şehri değildi ancak, toprakları güneybatıda Attaleia (Antalya) Körfezi boyunca uzanırdı. Şehrin denize olan bu bağlantısından dolayı şehir, Ptolemyler tarafından alınmıştır. Daha 40 yıl önce İskender’in güçlü dönemlerinde bile direnen bir şehrin, Mısır egemenliğini kabul etmesi çok şaşırtıcıdır.
Termessos madeni paralarının sırrı
Termessos’taki çift “s”, şehrin Anadolu insanları tarafından kurulduğuna dair dilbilimsel bir kanıt sağlar. Strabon’a göre, Pisidia halkı olan Termessos sakinleri kendilerini Slymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları dağa da verilen bu isim, sonraki yıllarda Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da Zeus Solymes kültünün yükselmesine sebep olan Anadolu tanrılarından Solymes’den gelmektedir. Termessos madeni paralarında genelde bu tanrı vardır ve paralara adını verilmiştir. Termessos kenti terk edildikten sonra yeni bir yerleşmeye tanık olmadığı gibi deprem ve doğal tahribin dışında oldukça sağlam ve iyi korunmuş örenyerlerinden biri olarak gösterilebilir.
Termessos yerine Saggalassos
İskender, Pamphylia’dan Frigya’ya geçmek istemiş ve Arrianos’a göre Frigya’ya yol Termessos’tan geçiyordu. Gerçekten de, daha alçak ve kolay geçitler varken İskender’ın neden o kadar sarp olan Yenice geçidini tırmanmayı seçtiği hala tartışma konusudur. Perge’deki düşmanlarının İskender’i yanlış yola gönderdiği de söylenir. İskender, Termessosluların kapattığı geçidi geçmek için oldukça çaba ve zaman harcamıştır ve bu sinirle geri dönerek Termessos’u kuşatmıştır. Muhtemelen Termessos’u zaptedemeyeceğini bildiğinden, İskender hücuma geçmemiştir fakat bunun yerine kuzeye doğru yürümüş ve öfkesini Sagalassos’dan çıkarmıştır.
Büyük İskender: Bırakın Kalsın
Şehrin tarih sahnesine çıkışı Büyük İskender'in İ.Ö.333'de kenti kuşatması ve Termessos'luların güçlü bir savunma yaparak kenti teslim etmemesiyle olmuştur. Termessos'u alamayan İskender'in, "Bırakın kalsın, yolum daha çok uzun benim, ordumu bu kartal yuvasının önünde kaybedemem" dediği de rivayetler arasında yer alıyor. Ve ordusuna şöyle sesleniyor: “Şehirden ayrılmadan tüm zeytin ağaçlarını yok edin.”
Termessos Pisidia bölgesinin "Milyas" olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün "Güllük" adını taşıyan Solymos Dağı'nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu'nun en eski halklarından Luvi'lerin soyundan gelme Solym'ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan ören yerlerinin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alır. Güllük Dağı (Termessos) Milli Parkı; bitki örtüsü ile bölgenin botanik, içlerinde soyu tükenmekte olanların da bulunduğu pek çok hayvanı barındırma özelliği ile de açık hayvanat bahçesi görünümündedir. Deniz seviyesinden ortalama 1.150 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın güneybatısında doğal bir platform üzerine kurulmuştur. Antalya-Korkuteli karayolunun 24. km.den sola tırmanan özel yolla, Güllük Dağı'ndaki kalıntılara ulaşılabilir. Termessos’un, huzur veren ve el değmemiş görünümüyle diğer antik şehirlerden daha farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü, şehir adını taşıyan Milli Park kapsamına alınmıştır.Pamfilya Vadisi Pamphylia Ovasının üzerinde manzaraya hakim olan tiyatro hiç şüphesiz Termessos ovasının en göz alıcı yapısıdır. Helenistik dönem tiyatro planını koruyan bu tiyatro, Roma tiyatrosunun en belirgin özelliklerini sergiler. Tiyatro, yaklaşık 4000 – 5000 seyirci kapasitesine sahiptir. Dağın başına böyle bir binayı oturtmak mimari dâhiliğin de ötesinde. Termessos’taki tiyatro dünyadaki en etkileyici tarihi mekânlardan biri. Diğer kalıntıların arasında ise şehrin mezarlığı var. Etrafa dağılmış doğayla uyum içinde, yüzlerce lahit görüyorsunuz. Yolun sonunda orman bekçisinin kulesi, eşsiz manzarası ile Pamfilya Vadisi sizi görsel bir şölene davet ediyor.
Mezar Soyguncuları
Şehrin güneybatısında sık ağaçların arasında saklanan lahit, insanı bir anda tarihi törenin derinliklerine götürüyor. Ölüler, kıyafetleri, mücevherleri ve diğer aksesuarlarıyla bu lahitlere konurdu. Lahitlerinin açılmasını engellemek ve mezar soyguncularını korkutmak için tanrıların öfkesini çağıran yazıtlar da yazılırdı. Bu yazıtlar aynı zamanda kurallara uymayanlara uygulanan para cezalarını da belirtir. 300 ile 100.000 denar arasında değişen bu para cezaları genellikle Zeus Solymeus adına şehir hazinesine ödenirdi ve yasal hükümlerin yerini alırdı.40 yıl sonra gelen zafer
Termessos, açıkça bir liman şehri değildi ancak, toprakları güneybatıda Attaleia (Antalya) Körfezi boyunca uzanırdı. Şehrin denize olan bu bağlantısından dolayı şehir, Ptolemyler tarafından alınmıştır. Daha 40 yıl önce İskender’in güçlü dönemlerinde bile direnen bir şehrin, Mısır egemenliğini kabul etmesi çok şaşırtıcıdır.
Termessos madeni paralarının sırrı
Termessos’taki çift “s”, şehrin Anadolu insanları tarafından kurulduğuna dair dilbilimsel bir kanıt sağlar. Strabon’a göre, Pisidia halkı olan Termessos sakinleri kendilerini Slymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları dağa da verilen bu isim, sonraki yıllarda Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da Zeus Solymes kültünün yükselmesine sebep olan Anadolu tanrılarından Solymes’den gelmektedir. Termessos madeni paralarında genelde bu tanrı vardır ve paralara adını verilmiştir. Termessos kenti terk edildikten sonra yeni bir yerleşmeye tanık olmadığı gibi deprem ve doğal tahribin dışında oldukça sağlam ve iyi korunmuş örenyerlerinden biri olarak gösterilebilir.
Termessos yerine Saggalassos
İskender, Pamphylia’dan Frigya’ya geçmek istemiş ve Arrianos’a göre Frigya’ya yol Termessos’tan geçiyordu. Gerçekten de, daha alçak ve kolay geçitler varken İskender’ın neden o kadar sarp olan Yenice geçidini tırmanmayı seçtiği hala tartışma konusudur. Perge’deki düşmanlarının İskender’i yanlış yola gönderdiği de söylenir. İskender, Termessosluların kapattığı geçidi geçmek için oldukça çaba ve zaman harcamıştır ve bu sinirle geri dönerek Termessos’u kuşatmıştır. Muhtemelen Termessos’u zaptedemeyeceğini bildiğinden, İskender hücuma geçmemiştir fakat bunun yerine kuzeye doğru yürümüş ve öfkesini Sagalassos’dan çıkarmıştır.
Büyük İskender: Bırakın Kalsın
Şehrin tarih sahnesine çıkışı Büyük İskender'in İ.Ö.333'de kenti kuşatması ve Termessos'luların güçlü bir savunma yaparak kenti teslim etmemesiyle olmuştur. Termessos'u alamayan İskender'in, "Bırakın kalsın, yolum daha çok uzun benim, ordumu bu kartal yuvasının önünde kaybedemem" dediği de rivayetler arasında yer alıyor. Ve ordusuna şöyle sesleniyor: “Şehirden ayrılmadan tüm zeytin ağaçlarını yok edin.”
Bu kadar da sall***maz *** iyi sallimisiniz
Evet yok o*** zeytin ağaçlarinı büyük iskenderden bulmak ve adamın onca uzun yolu var pers imparatorluğunu yok edicek işi gücü yok askerleriyle 10 milyon ağaç kesicek 10 binde değil 10 milyon birde baltalarinı köreltip perslerle harp edecek kaynak diyecem oda yok
Bu bilgi hangi antik kaynakta geçiyor?
Yazıda yanlışlar var.O zamanlarda dünya nüfusu 36 değil 116 milyondu.Bölge nüfusunun sekiz milyon olma ihtimali yok çünkü osmanlı zamanında bile anadoluda (16.yy)1.116.000 hane vardı.Iskender bikinen dünyanın yarısını fethetmiştir ve romalılar Iskenderden sonra Anadoluyu fethettiği için Iskenderin bir roma şehrini aldığı söylenemez
Zübeyde Aker Çok güzel bir açıklama yazmışım Esracığım İnşaallah en kısa zamanda gidip görmek isterim