Bir yakınımla "uyuşturucu' konusunu tartıştık..
"Devlet niye buna önlem almıyor' dedi..
"Devlet her türlü önlemi alıyor, hatta çok iyi de bir mücadele veriyor, ama ' dedim ve elimden geldiği kadar durumu anlatmaya çalıştım..
Yine devleti suçladı..
Böyle olunca, bugün bu konu üzerine bir yazı yazma gereği doğdu..
Çünkü, yakınımla aynı fikirde olan çok fazla kişi var..
Gelin bu konuyu birlikte analiz edelim..
Ve sonunda devlet gereğini yapsın, siz de elinizden geleni..
Var mısınız?
YENİ UYUŞTURUCU MADDELERİ
Önce, "manzara'ya bir bakalım..
Türkiye'de son birkaç yıldır "gençleri zombiye çeviren bonzai'nin yerini yeni uyuşturucu maddeleri almaya başladı..
Bonzaiyle gençlerin ölümüne sebep olan uyuşturucu tacirleri, son dönemde bonzaiden daha zararlı ve tehlikeli olan kristal meth (metamfetamin) ve skunk isimli maddeleri piyasaya sürüyor..
Ve bunlar önemli derecede bir "talep' görüyor..
Talep gördükçe de "satıcılar' daha bir cüretkarlaşıyor..
Avrupa'da yaygın kullanılan kristal meth, düşük fiyatla satılması nedeniyle "fakirin kokaini' olarak adlandırılıyor..
Kristal meth genellikle zehir tacirlerinin Çekya'da (eski Çek Cumhuriyeti) kurdukları uyuşturucu laboratuvarlarında üretiliyor..
Özellikle kristal meth alarmına geçen Almanya, bu konuda Çekya makamlarına baskı yapıyor, ama sonuç alması mümkün değil..
Çünkü, "para kazandıran' her şey gibi, bu da para kazandırdığı sürece üretimini de satışını da kimse engelleyemez..
Türkiye'de en dikkat çeken kristal meth operasyonu Adana'da gerçekleşmiş, geçtiğimiz 15 Şubat'ta bir araçta tam 81 kilogram kristal meth ele geçirilmişti..
Bir de esrardan 20 kat daha tehlikeli olan bir madde olan "skunk' var..
Bu da Türkiye'ye son zamanlarda sokulan ve talep görmeye başlayan bir uyuşturucu..
Sonuç?
Üretim, satış ve tüketim (başta Avrupa ülkeleri olmak üzere) artarak devam ediyor..
SÜRÜNDÜRÜYOR VE ÖLDÜRÜYOR
Peki, niye bu kadar çok talep görüyor, neymiş bunların özelliği?
Bonzai gibi sentetik içeriğe sahip olan kristal meth, uyarıcı ve halüsinasyon özelliğiyle ön plana çıkıyor..
Birçok uyarıcı gibi, kullanan kişiye 6-24 saat süren güçlü bir "coşku hissi' veriyor..
Bu da damarlarındaki kan deli deli akan gençlerimize cazip geliyor..
Ama, sonu çok kötü..
Çünkü, bağımlılık yapan "KRİSTAL METH' dişleri çürütüyor, bağışıklık sistemini hızla çökertiyor ve ani ölümlere neden oluyor..
Uyuşturucu tacirlerinin kristal methle birlikte Türkiye'ye sokmaya başladığı "SKUNK' ise, "kokarca bitkisi' adıyla, ağır ve iğrenç kokusuyla biliniyor..
Skunk maddesi melez bir niteliğe sahip..
"Skunk'ın tohumu, esrarın hammaddesi Hint kenevirinin laboratuvar ortamında başka uyuşturucularla hibritlenmesiyle (melezleşme) geliştiriliyor..
Ve uyuşturucu satıcıları, "skunk kimyevi değil, organik' diyerek kurbanlarına pazarlıyor..
BU GENÇLERE KULAK VERİN
Burada, "nasıl pazarladıklarına ve kimleri kurban seçtiklerine' dikkatinizi çekmek istiyorum..
Sentetik ölümle lise yıllarında tanışan 22 yaşındaki bir genç kız, uyuşturucu macerasına "kafan dağılır' ısrarıyla başladığını, ancak ölümün kıyısına geldiğinde tehlikenin farkına vardığını söylüyor..
Genç kız, "önce bedava verip alıştırıyorlar, sonra uyuşturucu parası bulmak için her türlü kötü yolu deniyorsun' sözleriyle bu illetin tehlikesine dikkat çekiyor..
Ortaokul son sınıfta bonzai ile arkadaş ortamında tanışanlardan biri olan bir başka uyuşturucu kurbanı 20 yaşındaki genç kızın ifadeleri ise resmen kan donduruyor:
"Anneme aşık bir çocuktum, uyuşturucudan sonra onu dövmeye varacak kadar kontrolden çıktım..'
Bunu söyleyen genç kız şimdi uyuşturucudan kurtulmak için AMATEM'de büyük bir mücadele veriyor..
Veriyor vermesine de..
Tıpkı sigara gibi, eğer "bırakmayı beynine kabullendiremezse' AMATEM'lerde de uyuşturucudan kurtulmak mümkün değil..
SADECE AİLELER ÇÖZEBİLİR
Bütün dünya ülkeleri bu "uyuşturucu' denilen bela ile akla gelebilecek her yolla mücadele ediyor ve gençleri korumaya çalışıyorlar..
Ama, bunda "başarı' sağlayabilen bir tek ülke yok..
Yani, devletlerin verdiği mücadele ile uyuşturucu kullanımı önlenemiyor..
Tek yolu var; aileler..
Çocuklarını "sıkboğaz' etmeden takip edecekler, arkadaş çevreleri konusunda konuşacaklar, güzel bir diyalog kuracaklar..
Gerekirse zararlarını (nasıl yaparlar bilemem/bir yolunu bulacak ve) bizzat gösterecekler..
Devlet gereğini, aileler de elinden geleni yaptı diyelim..
Bunlara rağmen uyuşturucu kullanımı önlenir mi sizce?