PEMBE GÖLÜN SIRRI Kimisi ona pembe göl diyor, kimisi de kalpli göl… Bana sorarsanız ikisi de uyuyor anlamına… Kış aylarında pespembe rengini alıyor, yazın ise kalp şekli ile dikkat çekiyor… Mavi, yeşil ve kahverengi olarak görmeye alıştığımız göllerin bazıları, yıl içinde sıcaklık değişimine bağlı olarak renk değiştiriyor. Dünya üzerinde sayıları fazla olmasa da pembe göller var. Üstelik dünyada yalnızca 8 tane bulunan bu doğa harikası göllerden bir tanesi de ülkemizde… Pembe göllerin sırrı içinde ki alglerde gizli… Bu algler bazı kozmetik ürünlerinde de kullanılabiliyor. Pembe olan göllerin çoğu yıllık sıcaklık oranlarına göre değişebiliyor. Yaz aylarında normal rengine dönen kalpli göl kışın özellikle Mart aylarında havanın da iyice soğuması ile pespembe bir hal alıyor. Çanakkale'nin Dalyan köyünde bulunan, yüksek oranda tuz içerdiğinden bazen kırmızıya dönen pembe göl kalp şeklini andıran yapısıyla da halk arasında kalpli göl olarak biliniyor. Büyük ilgi çeken bu göllerin pembe rengini alma sebepleri arasında, güneş ışınlarının açısı ve yoğunluğu, gölün tuzluluk oranının yüksekliği ve sıcaklıkla temas ettiğinde pembe bir renk oluşmasını sağlayacak alg ve bakterilerin bulunması yer alıyor. Ezine’nin Dalyan köyünde bulunan bu kalpli gölü görmeye gelenleri ise karşılarında Bozcaada manzarası karşılıyor. Doğanın bir mucizesi olan Çanakkale’nin pembe gölü, eski bir yerleşim yeri olan Alexandra Troas antik kentinin de bir parçası konumunda. Peki, bu Alexandra Troas kimdir? Nedir? Onu da araştırdık… ALEKSANDRİA TROAS ANTİK KENTİBirinci Dünya Savaşı’nın en önemli cephelerinden biri olan Çanakkale tarihi geçmişi ile de büyük öneme sahip bir yer. Dalyan Köyünde bulunan antik kent ise Büyük İskender’in adıyla anılan Bizans döneminde alınan bu karar dolayısı ile burası eski İstanbul diye de anılıyor. Aleksandria Troas, antik çağda “Troas” olarak adlandırılan Biga Yarımadası’nın Bozcaada’ya en yakın kısmında yeralıyor. Alexandria Troas Roma kentinin görkemini kaybetmesinden sonra Byzantion ile birlikte impartorluğa başkentlik yapması öngörülen şehirlerden biriydi. M.Ö. 311 yılında III. Alexandros’un (Büyük İskender) komutanlarından Antigonos Monophtalmos tarafından “Antigoneia” adı ile kent kuruluyor. Adından da anlaşılacağı gibi Helenistik dönemin en önemli kentlerinden birisi halini alıyor. Komutanın ölümünün ardından M.Ö. 301-300 yıllarında antik kentin ismi Lysimakhos tarafından Aleksandria Troas olarak değiştiriliyor. Çanakkale’nin Ezine İlçesi’nde, Bozcaada vapurlarının kalktığı Geyikli İskelesi’nin 3 kilometre güneyindeki kentin, Sezar ve Konstantinus dönemlerinde Roma İmparatorluğu’nun başkenti olması düşünülmüş ama Alexandria Troas bu büyük onuru İstanbul’a kaptırmış. Sezar’ın burayı Roma’nın başkenti yapmak istemesinden midir, bilinmez. Sezar’ın yeğeni aynı zamanda evlatlığı ve mirasçısı Augustus’un imparatorluğu zamanında kent yeniden canlanmaya başlıyor… M.S. 124’te ise doğuya ilk seferini yapan Roma İmparatoru Hadrianus, kentin koruyucusu olarak kabul edilmiştir. M.S 9. yüzyılda, büyük ölçüde terk edilmiş olduğu düşünülen kent, 16 ve 17’nci yüzyılda İstanbul’daki büyük yapıların inşası için bir taş ocağına dönüşüyor. İSKENDER’İN YURDU Aleksandreia Hellen dilinde “İskenderin Yurdu” demektir. Büyük İskender ve kendisinden sonra gelenler aynı ismi taşıyan birçok kent kurmuşlardır. Bu yüzden bu kenti diğerlerinden ayırmak için sonuna Troas eklenmiştir. Antigonas’ın bu kenti kurmaktaki amacı Makedonya ile Anadolu arasında deniz bağlantısı sağlamaktı. Kent kurulduktan sonra yakın çevredeki 7 şehrin halkları bu liman kentine yerleşmeye zorlanmıştır. Bu nedenle Neanderia (Ezine) kenti boşaltılmış ve kısa bir süre sonra da önemini yitirmiştir. Strabon, Plinius.Plolemaius, Byzantionlu Stephanos, Titus Livius gibi tarihçiler bu kentten söz etmişlerdir. Özellikle Strabon, klasik dönemde yapılmış küçük Athena mabedinden bahseder. Büyük İskender, kente bağımsızlık vermiş, haraç vermesini önlemiş, Athena mabedine de adaklar sunmuştur. Daha sonra kent yeni yapılarla süslenmiştir. Bu kent Hıristiyanlığın yayılmasında en büyük etken olan Paulos’un gittiği yerlerden biri olmasından ötürü önemlidir. Alexandra Troas en görkemli yıllarını Roma döneminde yaşamış, bir ara Doğu Roma’nın başkenti olması da gündeme gelmiştir. Ne var ki Konstantinopolis başkent olunca ikinci planda kalmış yavaş yavaş halkı boşalmış ve sönük bir kente dönüşmüştür. Bundan sonra kentteki yapıların taşları sökülerek başka yerlere taşınmıştır. Bir iddiaya göre de İstanbul’da yapılan bazı kiliselerde bu taşlar kullanılmıştır. Sonraki yıllarda Çanakkale Boğazında yapılan kaleler ile camilerde de yine bu taşlardan yararlanılmıştır. Bu nedenle de Aleksandreia Troas’dan günümüze belirgin bir kalıntı gelememiştir.
Kültür-Sanat
29 Eylül 2018 - 08:17
İskender'in Kentindeki Pembe Gölün Sırrı Ne?
Esra Köksal ile Tarih ve İnsan’da sizi Antalya’dan onlarca km ötede ki Dünya’da 8 örneği olan ve birisi ülkemizde bulunan pembe göle götürüyoruz. Akdeniz Bülten Haber Müdürü Esra Köksal, okuyucularımız için 2018’in TROYA yılı ilan edilmesinin ardından Çanakkale’nin Dalyan Köyüne gidip bölgede bulunan pembe gölün sırrını ve Alexandria Troas Antik kentini araştırdı… İşte detaylar…
Kültür-Sanat
29 Eylül 2018 - 08:17