Hayatı boyunca en iyi bildiği şeyi yaptı. “Almanya’ya gitmiş gibi çalışacağım özlemekse özlemek ama ben bir daha parayla alakalı sıkıntı yaşamayacağım” dedi ve hep çok çalıştı, hiç yılmadı… Gücünü ise ailesinden aldı… Çünkü ailesi onun her şeyi… Kalbi, nefesi, varlığı… Kadınların güçlü olması için ise “güçlü kadın mutlu kadın” mottosundan hiç vazgeçmiyor… 2019 yılında ekibine 4 milyon TL kazandıran ve Türkiye’nin en başarılı network lideri Selcan Güleryüz ile oldukça samimi bir röportaj gerçekleştirdik… Ailesi ve ekibinin yanı sıra topluma da fayda sağlamayı amaçlayan Selcan Güleryüz, “ İnsana dokunmak istiyorum. Toplumun düzelmesinin eğitimden ve kadınların güçlenmesinden geçtiğine inanıyorum. Bunun için sloganım güçlü kadın mutlu kadın. Çünkü her bireyi kadın yetiştiriyor” dedi. RÖPORTAJ: ESRA KÖKSAL Öncelikle merhaba. Sizi çoğu kişi tanıyor ama ben yine de sormak istiyorum. Selcan Güleryüz kimdir?Merhaba ben Selcan Güleryüz. 36 yaşındayım. Evliyim. 3 kız çocuğum var. Antalya’da yaşıyorum. Şu an 2 üniversitede okuyorum. Aynı zamanda network marketing yapıyorum. Doğrudan satış sektöründeyim. Güçlü kadın mutlu kadın diye bir markam var.Aslında sizi tanımlamak bu kadar kısa değil. Siz başarılarınızla kadınlara rol modelsiniz. Öncelikle nasıl başardığınızı merak ediyoruz. Kendi hayatımı değiştirmek için çıktığım bu yolculukta aslında çocuklarımın eğitimini karşılamak için arayış içinde olduğum bir dönemde doğrudan satış sektörüyle tanıştım. Ve başarmak zorundaydım. Benim başka şansım yoktu açıkçası. Herhangi sıradan bir işte kazanılan gelir benim hayallerim için yeterli değildi. Çocuklarımın eğitimi için yeterli değildi. Daha çok kazanabileceğim bir iş modeli karşıma çıkınca bunu değerlendirdim. Zamanla bunu başardıkça ve geliriniz arttıkça, ekibinizdeki başka insanların değiştiğini gördükçe onların daha fazla kazandığını görmek istiyorsunuz. Aslında çok çalışırken bir anda hayat beni bu kadar güçlü ve başarılı yaptı. Kendi hayatımı değiştirmek isterken kendimi bir gün burada buldum. Bu kadar başarılı olabileceğimi ben de bilmiyordum, bu kadar insana hitap edebileceğimi, dünya çapında bir başarıya ulaşmış olabilirim ve gerçekten bunları düşünerek yolculuğa çıkmamıştım. Yolculuk beni bu noktaya getirdi. Sonucu da çok çalışmak oldu.Sabahlara kadar çalışıyorsunuz. Bu şaka değil gerçek ve sabah çok erken kalkıyorsunuz. Bu nasıl oluyor?İnsan hayalleri olunca uyuyamaz. Çünkü o heyecan onu uyutmaz. Daha çok çalışmak, daha çok öğrenmek ister. Gün içerisinde hayatın telaşından ve iş yoğunluğundan dolayı kendime zaman ayıramıyorum. Gece çocuklar uyuduktan sonra kendime en iyi zaman bana kalıyor. Ve o zamanlarda kitap okuyorum, video izliyorum. Heyecanımda çok üst noktada olduğu için ben çok yorulmadan uyuyamıyorum. O kadar çok yorulmam lazım ki öyle uyuyabiliyorum. Hatta şöyle bir söz var:Hz. Lokman Hekîm, oğluna dedi ki: Oğlum! Hayatında üç şeyden taviz verme:En iyi yemeği yemekten, En konforlu yatakta uyumaktan, En lüks evde oturmaktan. Oğul:''Biz fakîriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?'' deyince Hekîm şöyle cevapladı:
- Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun,- Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan, en konforlu yatakta yatmış olursun,- İnsanlara iyi muâmele edersen, onların kalbinde yer edersin; böylece de en lüks evde oturmuş olursun.Aile sizin için ne ifade ediyor?Aile benim kalbim. En değerli varlığım. En büyük servetim. Onlar benim nefesim. Kendimi onlara adadım ve onlar için yaşıyorum. Çok büyük fedakârlık gerektiriyor. Ben bunla besleniyorum ve ben bunla mutluyum. Eğer onlar mutluysa ben mutluyum. Benim çocuklarımın yüzündeki o gülümseme onları bir arada görmek beni o kadar çok besliyor ki yüz tane savaşa bedel.Hayatta başka hedefleriniz kaldı mı? Toplum için bir şeyler yapmak istiyor musunuz?Kendimle alakalı, ailemle alakalı, hiçbir hedefim kalmadı. Yapmam gerekenlerin hepsini yaptım. Çocuklarımın geleceği ile ilgili bir kaygım kalmadı. Çocuklarımın geleceği için elbette çok çalışmaya devam edeceğim. Toplumsal olarak baktığımızda eğitime katkı sağlamayı amaçlıyorum. Kendim bireysel olarak bunu tabi ki yapıyorum ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. İnsana dokunmak istiyorum. Toplumun düzelmesinin eğitimden ve kadınların güçlenmesinden geçtiğine inanıyorum. Teknolojinin arttığı, bilgilerin bu kadar arttığı bir dönemde bu kadar insanın bilinçsizce yaşaması benim gücüme gidiyor açıkçası. Toplum düzelirse benim çocuklarımın da geleceği aydınlık olacak. Çünkü benim çocuğumda başka çocuklarla aynı sırada oturacak. Hepimizin çocuğu iyi yetişmeli. Bireylerin insanı değerlerinin beslenmesi gerektiğini düşünüyorum. Farkındalık oluşturmalıyız. Doğaya, çevreye saygı duymalıyız.Güçlü kadın mutlu kadın sloganı ne zaman oluştu? İçimde yangınların olduğu zaman, en zor anımda, en dipte olduğum anda, gerçekten benim bitmemi bekleyen, yok olmamı bekleyen bir kesimin böyle takiple baktığı bir zamanda ortaya çıktı. İnsan sevdiği insanlardan zarar gördüğünde asıl bu insanın canını acıtıyor. Ticari olarak bitmemi beklediler ve bu sektörde iş yapmamı istemediler. Ama belki onlar benim onları ticari olarak sevdiğimi zannetti. Ben onları hiçken sevdim. İnsanlar bir yerlerden ayrıldığında yolun açık olsun diyebilmeli. Bunu yapamayıp bir de üstüne öldürürcesine bitirmeye çalışması… Yani insan sadece silahla vurulunca ölmüyor. İnsanın umutlarını alıp, gururuyla onuruyla oynamak bu çok daha ağırı. Ayaktasın, nefes alıyorsun ama ölüsün. Ben uzunca bir süre bunu yaşadım. Konuşmaya çok çalıştım. Sesimi kimse duymadı. Mecburen sustum. Sonra susmanın bana ne kadar iyi geldiğini gördüm. Manevi birçok kampa katıldım. Eğitimler aldım. Kişisel olarak da çok fazla eğitimler aldım. Ve önce yaralarımı sarmaya çalıştım. Hala daha kabuğu durur. Kadınların içindeki gücü fark etmesini istediğim için bu slogan ortaya çıktı. En çok neyle kendimi motive ediyorum dedim ben. Kahve ile. Bir kahve içip tekrar savaşabilecek gücü bulabiliyorum kendimde. O zaman dedim bir kahve üretelim fincanlarımız olsun. O fincana baktıkça kadınlar içindeki gücü hatırlasınlar. Bana çok iyi bir zamanda geldi.Kadınların güçlenmesi adına birçok mesaj verdiniz. Kadınların neden güçlü olmalı?Her bireyi kadın yetiştiriyor. Neden bilgimizi paylaşmıyoruz. Neden sende yapabilirsin hadi çık bu girdaptan demiyoruz. Çok zor değil “sana inanıyorum, başarabilirsin” diyebilmek. Takdir mekanizması maalesef Türkiye’de işlemeyen bir şey.2019’da şuan ki şirketinizde ekibinize 4 milyon TL para kazandırdınız. Neler söylemek istersiniz? Dursaydım. O bitmemi isteyenlere o cevabı verseydim yapmasaydım bu işi bugün bu hacmi üretemezdim. Niye duracaktım. Bir hareketimle ne kadar insana fayda sağlayabildim. Ben güçlenirsem sosyal sorumluluk projelerine el atabiliyorum. Kazanamazsam nasıl yapabilirim ki bunu. Benim bitmemi isteyenler aslında kaç iyilik hareketine engel olmuş olacaklardı.Network hayatınıza nasıl girdi?Ben e ticaret yaparken aslında network yapmaya başlamışım. 35 kişilik bir ekip kurmuştum ve onlara bir kar payı ödüyordum. O dönemde manuel kataloglar falan basmıştım. Bunu da düşündüğüm için sanırım Allah’ta karşıma networkü çıkardı. Has bel kadar eşimin arkadaşının vasıtasıyla hayatıma girdi. Ve sonra araştırdığımda işin fırsatlarını gördüm. Bu inanmaktan geçiyor. İnanırsanız yapabiliyorsunuz. Benim için biri başarmışsa bu yapılabilir demektir. Huzurlu yaşamak için, kimseye hesap vermeden yaşamak için, özgür yaşamak için yalansız ve kendi kararlarımızla hareket edebildiğimiz bir hayatımız olması gerekiyor ve bu zor değil. İnsanlardan korkarak yaşıyoruz. Ona hesap vereceğiz, buna hesap vereceğiz bizim kimseden korkmaya ihtiyacımız yok ki. Her birimiz çok değerliyiz. Bir kere bunu anlamamız lazım ve kırılan güvenimizi yenilememiz lazım. Ben çalışırım, çalışmaktan yorulmam. Yaradan bana ne şekilde gönderir bunu planlamam. Hayatım boyunca kimseye eyvallahım olmadı, bu yüzden masaya yumruğumu vurup, kalkabildim. Yeri geldi çocuklarımdan ayrıldım. Almanya’ya gitmişim gibi çalıştım. Varsın görmeyeyim çocuklarımı dedim. Her gece çocuklarının geleceğine kaygılanarak uyumak mı, on gün özleyerek uyumak mı? Almanya’ya gitmiş gibi çalışacağım özlemekse özlemek ama ben bir daha parayla alakalı sıkıntı yaşamayacağım dedim. Ve çok şükür bugünleri gösterene…
- Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun,- Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan, en konforlu yatakta yatmış olursun,- İnsanlara iyi muâmele edersen, onların kalbinde yer edersin; böylece de en lüks evde oturmuş olursun.Aile sizin için ne ifade ediyor?Aile benim kalbim. En değerli varlığım. En büyük servetim. Onlar benim nefesim. Kendimi onlara adadım ve onlar için yaşıyorum. Çok büyük fedakârlık gerektiriyor. Ben bunla besleniyorum ve ben bunla mutluyum. Eğer onlar mutluysa ben mutluyum. Benim çocuklarımın yüzündeki o gülümseme onları bir arada görmek beni o kadar çok besliyor ki yüz tane savaşa bedel.Hayatta başka hedefleriniz kaldı mı? Toplum için bir şeyler yapmak istiyor musunuz?Kendimle alakalı, ailemle alakalı, hiçbir hedefim kalmadı. Yapmam gerekenlerin hepsini yaptım. Çocuklarımın geleceği ile ilgili bir kaygım kalmadı. Çocuklarımın geleceği için elbette çok çalışmaya devam edeceğim. Toplumsal olarak baktığımızda eğitime katkı sağlamayı amaçlıyorum. Kendim bireysel olarak bunu tabi ki yapıyorum ama bunun yeterli olduğunu düşünmüyorum. İnsana dokunmak istiyorum. Toplumun düzelmesinin eğitimden ve kadınların güçlenmesinden geçtiğine inanıyorum. Teknolojinin arttığı, bilgilerin bu kadar arttığı bir dönemde bu kadar insanın bilinçsizce yaşaması benim gücüme gidiyor açıkçası. Toplum düzelirse benim çocuklarımın da geleceği aydınlık olacak. Çünkü benim çocuğumda başka çocuklarla aynı sırada oturacak. Hepimizin çocuğu iyi yetişmeli. Bireylerin insanı değerlerinin beslenmesi gerektiğini düşünüyorum. Farkındalık oluşturmalıyız. Doğaya, çevreye saygı duymalıyız.Güçlü kadın mutlu kadın sloganı ne zaman oluştu? İçimde yangınların olduğu zaman, en zor anımda, en dipte olduğum anda, gerçekten benim bitmemi bekleyen, yok olmamı bekleyen bir kesimin böyle takiple baktığı bir zamanda ortaya çıktı. İnsan sevdiği insanlardan zarar gördüğünde asıl bu insanın canını acıtıyor. Ticari olarak bitmemi beklediler ve bu sektörde iş yapmamı istemediler. Ama belki onlar benim onları ticari olarak sevdiğimi zannetti. Ben onları hiçken sevdim. İnsanlar bir yerlerden ayrıldığında yolun açık olsun diyebilmeli. Bunu yapamayıp bir de üstüne öldürürcesine bitirmeye çalışması… Yani insan sadece silahla vurulunca ölmüyor. İnsanın umutlarını alıp, gururuyla onuruyla oynamak bu çok daha ağırı. Ayaktasın, nefes alıyorsun ama ölüsün. Ben uzunca bir süre bunu yaşadım. Konuşmaya çok çalıştım. Sesimi kimse duymadı. Mecburen sustum. Sonra susmanın bana ne kadar iyi geldiğini gördüm. Manevi birçok kampa katıldım. Eğitimler aldım. Kişisel olarak da çok fazla eğitimler aldım. Ve önce yaralarımı sarmaya çalıştım. Hala daha kabuğu durur. Kadınların içindeki gücü fark etmesini istediğim için bu slogan ortaya çıktı. En çok neyle kendimi motive ediyorum dedim ben. Kahve ile. Bir kahve içip tekrar savaşabilecek gücü bulabiliyorum kendimde. O zaman dedim bir kahve üretelim fincanlarımız olsun. O fincana baktıkça kadınlar içindeki gücü hatırlasınlar. Bana çok iyi bir zamanda geldi.Kadınların güçlenmesi adına birçok mesaj verdiniz. Kadınların neden güçlü olmalı?Her bireyi kadın yetiştiriyor. Neden bilgimizi paylaşmıyoruz. Neden sende yapabilirsin hadi çık bu girdaptan demiyoruz. Çok zor değil “sana inanıyorum, başarabilirsin” diyebilmek. Takdir mekanizması maalesef Türkiye’de işlemeyen bir şey.2019’da şuan ki şirketinizde ekibinize 4 milyon TL para kazandırdınız. Neler söylemek istersiniz? Dursaydım. O bitmemi isteyenlere o cevabı verseydim yapmasaydım bu işi bugün bu hacmi üretemezdim. Niye duracaktım. Bir hareketimle ne kadar insana fayda sağlayabildim. Ben güçlenirsem sosyal sorumluluk projelerine el atabiliyorum. Kazanamazsam nasıl yapabilirim ki bunu. Benim bitmemi isteyenler aslında kaç iyilik hareketine engel olmuş olacaklardı.Network hayatınıza nasıl girdi?Ben e ticaret yaparken aslında network yapmaya başlamışım. 35 kişilik bir ekip kurmuştum ve onlara bir kar payı ödüyordum. O dönemde manuel kataloglar falan basmıştım. Bunu da düşündüğüm için sanırım Allah’ta karşıma networkü çıkardı. Has bel kadar eşimin arkadaşının vasıtasıyla hayatıma girdi. Ve sonra araştırdığımda işin fırsatlarını gördüm. Bu inanmaktan geçiyor. İnanırsanız yapabiliyorsunuz. Benim için biri başarmışsa bu yapılabilir demektir. Huzurlu yaşamak için, kimseye hesap vermeden yaşamak için, özgür yaşamak için yalansız ve kendi kararlarımızla hareket edebildiğimiz bir hayatımız olması gerekiyor ve bu zor değil. İnsanlardan korkarak yaşıyoruz. Ona hesap vereceğiz, buna hesap vereceğiz bizim kimseden korkmaya ihtiyacımız yok ki. Her birimiz çok değerliyiz. Bir kere bunu anlamamız lazım ve kırılan güvenimizi yenilememiz lazım. Ben çalışırım, çalışmaktan yorulmam. Yaradan bana ne şekilde gönderir bunu planlamam. Hayatım boyunca kimseye eyvallahım olmadı, bu yüzden masaya yumruğumu vurup, kalkabildim. Yeri geldi çocuklarımdan ayrıldım. Almanya’ya gitmişim gibi çalıştım. Varsın görmeyeyim çocuklarımı dedim. Her gece çocuklarının geleceğine kaygılanarak uyumak mı, on gün özleyerek uyumak mı? Almanya’ya gitmiş gibi çalışacağım özlemekse özlemek ama ben bir daha parayla alakalı sıkıntı yaşamayacağım dedim. Ve çok şükür bugünleri gösterene…