'Ömrümü çocuklara adadım' diyen ve onlara baba şefkati ile yaklaşan Beslek, mütevazi duruşu ile çevresinden takdir topluyor. Atamızın ölümünün 81.yıldönümü etkinlikleri kapsamında 10 Kasım'da Erdem Beyazıt Kültür Merkezi'nde minik yüreklerden oluşan orkestrası ile Antalyalıları Atatürk’ün sevdiği türkülerle buluşturarak büyük alkış toplayan Engin Beslek ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Gelin bu güzel buluşmanın detaylarına birlikte göz atalım...Engin Beslek kimdir? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?Öncelikle bana ve Orkestramıza böyle bir fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Ben 1977 yılında Antalya’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Antalya’da tamamladım. Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Ana Sanat Dalından mezun oldum.2000 yılında göreve başladım takip eden süreçte Güzel Sanatlar için yapılan bakanlık sınavını kazandım ve Aksaray Güzel Sanatlar Lisesine keman öğretmeni olarak atandım.4 yıl Müzik bölüm başkanlığı yaptım. Çeşitli üniversitelerden birçok eğitimci ile Armoni, orkestra şefliği, müziksel işitme, müzikal hafıza geliştirme alanları üzerine çalışmalarda bulundum. Halk Müziği ve Klasik Batı müziği orkestralarında, korolarında eğitimci ve şef olarak görev aldım. Gündemdeki müzikleri takip edebilmek adına ünlü aranjörler ve sanatçılar ile çalışma fırsatı yakaladım. Şu an hem müzik öğretmenliği hem de Kepez Belediyesi Çocuk ve Gençlik Senfoni Orkestrasının çalıştırıcılığını ve şefliğini yapmaktayım.Orkestra şefi olmanızın yanı sıra tecrübeli bir müzik öğretmenisiniz de. Bu tutkuyu meslek hâline dönüştürme serüveniniz nasıl başladı?İlkokulda okulumuzda açılan bağlama ve halk oyunları kursuna katılmıştım, bir süre sonra bağlama öğretmenimiz kursu bıraktı başka birisiyle çalışma şansı bulamadım o zamanlar şimdiki gibi her yerde açılan kurslar yoktu, müzik aleti öğrenebileceğimiz öğretmen bile yoktu. Kime gitsem yardımcı olmadı bütün hevesim kırılmış, müzikten uzaklaşmıştım. Okumayı araştırmayı çok seviyordum, zaman geçtikçe bu iştahım yazmaya dönüştü, bazı dergilerde kısa süreliğine de olsa makaleler yazmaya başlamıştım hatta yıllar sonra yayımlanan şiir, öykü ve deneme kitabım bile oldu.Her şey yolundaymış gibiyken hayatımda koca bir boşluk olduğunu fark ettim ve bu eksikliğin müzik olduğunu aslında hep biliyordum. Lise döneminde halk oyunları öğretmenimin desteği ile müziği meslek edineceğimi anladım bu yolda yürümeye karar verdim. Tutku haline dönüştürmem ve idealist olmak istememin başlıca sebebi, ilkokul ve ortaokul döneminde ailem dışında bana kimsenin yardımcı ve destek olamamasıdır.Çocuklar ve gençlerden oluşan bu orkestrayı yönetmek düşündüğümüz kadar da kolay olmasa gerek. Bu ciddi bir enerji gerektirir diye düşünüyorum. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?Amacım, Mustafa Kemal Atatürk’ ün kurmuş olduğu Cumhuriyetimizin sonsuz ışığında, müziğe yetenekli öğrencileri belirleyip hayatlarında bir parça da olsa müziğe yer vermelerini ve birçoğunun müziği meslek edinmelerini sağlamaktır. Çocuklarımızın sanata ve sanatçıya değer veren bireyler olarak yetişmesini istiyorum. Bu yolda adımlarını büyük atmalarını ve ortaya çıkaracakları performanslarda önce kendilerinin ne kadar önemli olduklarının farkına varmalarını daha sonra da velilerimizin ve bizlerin gururlanmasını, kendilerini müziğin içine sığdırmalarını bekliyorum. Bu çabalarımın karşılığını öğrencilerim fazlasıyla vermeye çalışıyorlar, işte bu yüzden enerjim hiç tükenmiyor.Çocuklarda ve gençlerde yakaladığınız bu uyumun sırrı nedir?Saygı, sevgi empati kurabilme. İnsan olabilmeye dair her şey. Biz bir aileyiz onlar benim evlatlarım. Eksikliklerimizi birbirimizde tamamlayabildiğimiz mükemmel bir toplulukAntalya'nın ilk ve tek çocuk ve gençlik senfoni orkestrasının şefliğini yapmak size neler hissettiriyor? Bu durumu kelimeler ile anlatmam mümkün değil. Öğrencilerle görüştüğümüz andan itibaren onların hayatlarına nasıl dokunabilirim düşüncesinin, çabası ve uğraşı içinde yok olup gidiyorsunuz. Her yıl hep birlikte repertuar belirlenirken, ayrı bir heyecan sarıyor bizi. Seçilen eserlerin her çalgı için düzenlenmesinin yapılması yani eserin çok seslendirme aşaması en sevdiğimiz bölüm zaten. Sonra aramıza yeni katılanların coşkusu ya da konservatuar kazanan öğrencilerimizin aramızdan buruk bir şekilde ayrılışı ama bizi hiçbir konserimizde yalnız bırakmaması. Aslında çok gurur duyuyorum, bugüne kadar 60’ın üzerinde öğrencimiz çeşitli müzik okullarında okumaya hak kazandı daha ne isteyebilir ki bir eğitimci…Çocuğunu sanat alanında müziğe yönlendiren ebeveynlere ne gibi öneriler sunmak istersiniz?Birçok araştırmacının da belirttiği üzere; günümüzde eğitim alanıyla ilgili araştırmalar yapılmaktadır. Dünya geneline bakıldığında çocuk ve birey gelişimiyle ilgili çalışmaların birçoğunu sanat kapsamaktadır. Müziğin insan hayatına katkısının sağlanması ancak eğitim ile mümkün olacaktır. Erken çocukluk dönemiyle başlayan müzik eğitimi sayesinde bireyin yaratıcılığı, problem çözme yeteneği, dikkati, kendini tanıma süresi ve ifade etmesi, dil çevikliği, akıcı konuşması, kendine güveni, disiplini gelişir. Yine yapılan araştırmalar sonucunda; bir müzik aleti çalarken beynin her iki tarafının çalıştığı gözlenmiş, beynin sol tarafının güçlendiği, unutmanın azaldığı, çocukların diğer yaşıtlarına göre öğrendiği bilgilerin 5/1’lik bir alanını daha fazla hatırlayabildiği IQ’ larının 7ile 10 arsında arttığı saptanmıştır. Hal böyle iken Müzik eğitimi konusunda ailelerimizin desteği çok önemlidir. Çocuklarını Milli Eğitim, Belediyeler vb… kurumların bünyesinde açılan müzik kurslarına, çeşitli orkestra ya da korolara yönlendirmelerini tavsiye ederim.Bize biraz Orkestrayı tanıtıp, orkestra da yaptığınız ve yapacak olduğunuz projeler hakkında bilgi verir misiniz?Orkestramız Kepez Belediyesi bünyesinde, Belediye Başkanımız Sayın Hakan Tütüncü’nün katkılarıyla kuruldu. Orkestramızda yaşları 6 ile 22 arasında değişen çoğunluğunu kemanların oluşturduğu bunun yanı sıra Obua, Yan flüt, Korno, Klarnet, Saksafon Viyola, Çello, Kontrbas, Gitar, Bateri, Bas Gitar, Bağlama gibi enstrümanları seslendiren 130 öğrenci bulunmakta. Öğrencilerimizi sıfırdan alıp kendimiz yetiştirerek bugünlere kadar geldik. Dışarıdan orkestramıza katılmak isteyenler olursa küçük bir sınav yaparak değerlendirmesini yapıyoruz seviyesini belirliyor ve oluşturduğumuz çalışma grubuna dâhil ediyoruz. Kurulduğumuzdan bugüne kadar 50'nin üzerinde konser etkinliklerinde bulunduk. Uluslararası Antalya Piyano Festivaline beş defa davet edildik ve toplam sekiz konser gerçekleştirdik. Antalya, Burdur başta olmak üzere Üniversitelerimizin düzenlediği Uluslararası Klasik müzik festivallerinde konserler verdik. Sağlık Bakanlığı etkinliklerinde yine Uluslararası platformlarda sahne aldık. Dünya ülkeleri barış festivallerinde 4 etkinlik, TRT başta olmak üzere çeşitli kanallarda yedi canlı performans, Antalya EXPO açılışı da dahil 4 konser gerçekleştirdik. Birçok yarışma ve festivallerden ödüller aldık. Bulgaristan’ın Sozopol şehrinde düzenlenen müzik festivalinden iki defa olmak üzere İtalya’nın, Almanya’nın önemli şehirlerinde düzenlenen müzik festivallerinden davetler aldık.Türkiye’de izlediğim orkestraların yaptıklarının dışında farklı bir yol izleyip daha akılda kalıcı, daha sanatsal, daha güvenilir ve örnek alınacak bir orkestra oluşumuna girmek istedim. Nedir bunlar: Öncelikle, sahnede Batı Müziği eserlerinin yanı sıra Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Güncel Müzikler seslendirilmelidir. Taklit yöntemi ile enstrüman çalan öğrencilerin yerine tek başlarına piyano ya da başka bir eşlik sazı ile ezgiler seslendiren solo öğrenciler yetiştirilmelidir. Alanlarında kendini ispatlamış profesyonel müzisyenlerle öğrenciler aynı sahnede yer almalıdır. Sahnede seslendirilen ezgilere görsel olarak destek olunmalıdır. (Slayt, bale, dans, resim, figürasyon,vb…) Seslendirilen önemli eserlerin hikayeleri bu şekilde izleyene aktarılır ve ezgiyle desteklenirse o zaman müzik duyulmaz kesinlikle yaşanacaktır.Yıllarca düzeyli eserleri çocukların seviyesine indirip profesyonel müzik adamlarının eşlik edebileceği aranjeler yaptım ve öğrencilerimizle seslendirmeye çalıştım, böylelikle her yıl kendiliğinden projeler ve yıllık konser repertuarı oluşmaya başladı geçen yıl ‘Senfonik Türküler’ konseptimiz oldu bu yıl da ‘Dünya Müzikleri.’ Şu sıralar Ankara’da düzenlenecek olan Türkiye Keman Festivali için çalışıyoruz. Projeler ve çalışmalar hep var ve var olmaya devam edecektir. RÖPORTAJ : ZEYNEP ÇAYIRFOTOĞRAF: Abdültalip GÜNGÖR
Kültür-Sanat
26 Kasım 2019 - 18:34
Güncelleme: 26 Kasım 2019 - 18:46
ÖMRÜNÜ ÇOCUKLARA ADADI
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’nün 2011 yılında kurmuş olduğu Kepez Çocuk ve Gençlik Korosu'nun çalıştırıcısı aynı zamanda müzik öğretmeni olan, eğitmenliğini yaptığı senfoni orkestrasını müzik festivallerinde dev isimlerle bir araya getiren Maestro (Orkestra Şefi) Engin BESLEK, üniversiteler tarafından düzenlenen klasik müzik etkinliklerinde Antalya’yı ve Kepez Belediyesi'ni en iyi şekilde temsil ediyor.
Kültür-Sanat
26 Kasım 2019 - 18:34
Güncelleme: 26 Kasım 2019 - 18:46