Çok değerli bir araştırmacı-yazarımız, “Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığım eleştiriler ve söylediğim sözler” nedeniyle beni eleştirmiş..
Buna bir cevap vermek zorundayım..
Ama, önce Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye Genel Başkan olma sürecini, sonra da o günden bu yana gösterdiği tavrı çok iyi düşünmenizi tavsiye ediyorum..
…
YANSIZLIKTAN SAPMAK
Kendisini “Kemalist” olarak tanımlayan değerli yazarımız..
Benimle birçok TV programına katıldığını, bu programlarda “çok yansız” davrandığımı belirtip, “benim yakından görüp bildiğim yansız ve demokrat tavrınızdan sapmış olduğunuzu gerçekten üzülerek gördüm” demiş..
“Yansız tavrımdan niye sapmışım” biliyor musunuz?
Yazdığım bazı yazılarda Kılıçdaroğlu için “teröristlere sahip çıkan, insanları geren ve ayrıştıran” dediğim için..
Hemen her konuşmasında FETÖ’ye ve PKK’nın siyasi izdüşümü HDP’ye sahip çıkan biri için başka nasıl bir “tanımlama” yapılabilir, siz söyleyin..
Her seçimde HDP’nin barajı geçip TBMM’ye girmesi için kendi partisinin bile oy kaybetmesini kabullenen birine ne söylenebilir, siz söyleyin..
HDP ile birlik olup teröristler lehine slogan atılan mitinge ortak olan birine ne denir, siz söyleyin..
2019’da yapılacak yerel, genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri için HDPKK ile “işbirliği” yapacağını ifade eden birine ne denir, siz söyleyin..
…
Eğer (bu ülkede 50 yıla yakındır kan döken ve hala dökmeye devam eden) teröre ve teröre destek verenlere karşı çıkmak, onları bu topluma anlatmak “yansızlıktan sapmak” ise, evet ben “yansızlıktan sapmış bir gazeteciyim”..
Ama bunu o araştırmacı yazarımız gibi “üzülerek” değil, “gururla” söylüyorum..
…
KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR
Bu yazarımız beni eleştirdiği yazısında şunu da söylüyor:
“CHP’yi eleştirenlerin başında gelenlerden biri olduğumu siz de çok iyi biliyorsunuz..
Bir kitabımda, başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, CHP yöneticilerinin ALTI OK ilkelerinden ayrılmış olduklarını, milletvekili adaylarını saptarken cumhuriyet ilkeleri ve Atatürk’ün karşıtlarına yer verdiklerini belgeleriyle ortaya koyup eleştirmiştim..
Yapmış olduğum tüm eleştiriler bugün için de geçerlidir..”
…
Peki, bu “Cumhuriyet ilkeleri ve Atatürk karşıtları” kimler?
Yazarımızın tarifine göre;
Yine CHP’nin içinde yer alan, vatanını-milletini sevmeyen, Atatürk’ü önemsemeyen, Cumhuriyet ilkelerine karşı çıkan kişiler..
“Bu kişileri” parti içinde tutan Genel Başkan, onları koruyup/kollamış olmuyor mu?
Bu noktada; yazarımız da yazdıklarıyla çelişkiye düşmüş olmuyor mu?
…
“TÜRKİYE BATSIN” MI?
Yazarımızın eleştirisi oldukça uzun..
Ben, “özel bir bölümü” aktardım sizlere..
Ve “suçlama”ya bir cevap vermeliydim..
…
Bugüne kadar..
Ne yazılarımda ne de TV programlarımda..
Hiçkimseyi “benimle aynı düşüncede ol” diye zorlamadım/zorlamıyorum..
Benimle aynı düşüncede olmayanları ötekileştirip “düşman/hasım” olarak görmedim/görmüyorum..
Herkesin inancına, ideolojisine, yaşam biçimine, giyim-kuşamına saygı gösterdim/gösteriyorum..
Yani, “demokrat tavrım” hiç değişmedi..
Ama konu “vatan” olunca, çok şey değişiyor..
Çünkü..
İçimizde, “Tayyip gitsin de isterse Türkiye batsın” diyebilecek kadar “demokrasiye ve vatanına düşman, sevgi ve saygıdan yoksun, kindar, bencil” olanlar var..
İşte yazarımızın asıl “bu duyguyu” araştırıp yazmasını isterim..
…
BENİM TERCİHİM
Evet itiraf ediyorum, -yazarımızın dediği gibi- “yansız” tavrımdan saptım..
İçimizdeki hainleri, ötekileştirenleri, gerginlikle beslenenleri, koltuk-para ve güç sahibi olmak için “herşeyi mübah” sayanları, bu arada ülkenin düşmanlarıyla işbirliği yapanları gördükçe..
“Yansız” tavrımdan vazgeçtim ve “ülkemden yana, insanlıktan yana” olmaya karar verdim..
Bu da benim tercihim..