Bütün uluslararası hukuku reddeden/uymayan ABD şunu demeye çalışıyor:
“Dünyanın dayısı benim, ben İran’a bir ambargo uyguluyorum, bu ambargoyu deleni uluslararası hukuk alanında yargılatır suçlu ilan eder ve mahkum ettiririm.. Türkiye Reza Zarrab’ı kullanarak bu ambargoyu delmiştir..”
Önceki gün “ambargonun delinmesi”yle ilgili “sanık” pozisyonundaki Zarrab’ın artık “tanık” pozisyonuna getirildiği haberi geldi..
…
İşte Recep Tayyip Erdoğan’ı halkın gözünden düşüremeyenlerin, Erdoğan’a halkın desteğini kıramayanların son “kumpas”ı bu..
Amaçları; Zarrab’ın tanıklığıyla, “kendilerine sürekli olarak pürüz çıkartan” Erdoğan’ı ekarte edip, eskiden olduğu gibi Türkiye’yi sömürmeye devam etmek..
Ve dikkat edin..
Reza Zarrab davasıyla birlikte..
Algı operasyonlarını en üst seviyeye çıkartarak her yönden ve her türlü argümanla da saldırıya geçtiler..
Yani; hem uluslararası hukuku devreye sokarak, hem de halkın desteğini kırarak bir taşla iki kuş vurmaya çalışıyorlar..
TC vatandaşlarına şimdiden soruyorum; “bu tuzağa düşecek misiniz?”
…
İÇİMİZ-DIŞIMIZ HAİN DOLU
Reza Zarrab’ı medyadan yakınen takip ediyorsunuz..
Ben şu “algı operasyonları”na dikkatinizi çekip, “tuzak”ları görmenizi istiyorum..
…
Türkiye'de her provokasyon öncesinde olduğu gibi, bir kez daha Alevi vatandaşlar hedef alındı..
Malatya'daki Cemal Gürsel Mahallesi'nde Alevi vatandaşların oturduğu 13 evin kapısına 22 Kasım'da kırmızı boya ile çarpı işareti konuldu..
Olaydan 2 gün sonra da merkezi Ankara'da bulunan Kurtuluş Kiliseleri Derneği Malatya Temsilciliği'ne taşlı saldırıda bulunuldu..
Hatırlarsanız..
Mayıs ayında da Adıyaman'ın Esentepe Mahallesi’ndeki TOKİ konutlarının B bloğunda Alevi yurttaşların oturduğu 1, 4 ve 8. kattaki dairelerin kapısına kırmızı boyayla çarpı işaretleri konulmuş ve büyük korku yaşanmıştı..
…
İki-üç gündür sosyal medyada bir fotoğraf paylaşılıyor..
Fotoğrafta Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’e secde ediyor..
Bu “fotomontajı” yapıp sosyal medyaya sürenler öylesine kurnaz ki..
Fotoğrafı Erdoğan sevmeyenler de paylaşıyor, sevenler de..
Yani, her iki taraf da provokasyoncuların ekmeğine yağ sürüyor..
Ve her iki durumda da toplum “nefret” duygusuna kapılıyor..
Zaten istenen şey de bu..
…
Bir başka operasyon..
“İzmir Havaalanı’na gelen Türk vatandaşları sivil polisler tarafından başka bir odaya alınıp, telefon şifreleri isteniyor ve kime oy verdikleri soruluyormuş.. Bunu da yüzde 51 oy alamayacağını anlayan Erdoğan yaptırıyormuş.. Bundan sonra herkesin başına her şey gelebilirmiş..”
Buna inanacak kadar aptal biri var mıdır Türkiye’de?
Yargıdaki aynı olaylara verilen farklı kararları ve devlet dairelerinde işin ağırlaştırılarak vatandaşa çektirilen eziyetleri de yazmıştım..
Milletimizin bilinçaltına Erdoğan karşıtlığı ilmek ilmek böyle işleniyor..
…
TÜRKİYE BATSA BAYRAM EDECEKLER
Şimdi sizlere “daha vahim” bir şeyden söz etmek istiyorum..
O Putin’e secde eden Erdoğan fotomontajına, eminim Erdoğan karşıtlarının büyük bir bölümünü çok mutlu etmiştir..
Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve onun peşinden gidenler olmak üzere, Erdoğan’ı sevmeyenler, “Türkiye aleyhine olacak ne olursa” büyük bir sevinçle karşılıyorlar..
Örneğin, “Türkiye’de ekonomi kötü” şeklinde bir haber onlara bayram ettiriyor..
Yukarıdaki örnekler gibi; Erdoğan ve Ak Parti hükümeti aleyhine ne tür bir haber yayılsa dört elle sarılıyorlar..
…
Ülkesini bu kadar sevmeyen, ülkesinin aşağılanmasından bu kadar mutluluk duyan bir “HAİN GRUBU”nu dünyada başka hiçbir ülkede göremezsiniz..
“Demokrasi aşığı” görünüp de, “demokratik yollarla iktidar olanları” kabul etmeyecek kadar “AKIL TUTULMASI” yaşayanları da başka bir ülkede göremezsiniz..
…
NİYE “ELLER AYA BİZ YAYA”?
Baylar ve bayanlar, uyanın artık..
Hani, ülkemizi küçümsemek için kullandığımız, “eller aya biz yaya” diye bir lafımız vardır..
Bu laf doğrudur ve niye böyle, hiç düşündünüz mü?
Aya giden ülkelere bir bakın, hiçbiri “parlamenter sistem”le yönetilmiyor..
Ama, o ülkeler sürekli bize “parlamenter sistemi” dayatıyor..
Çünkü; parlamenter sistemde “kuvvetler ayrılığı” olmaz..
Yasama-Yürütme-Yargı içiçe geçmiştir..
İşte biz önce bundan kurtulmak zorundayız..
Bu nedenle de Reza Zarrab ve algı operasyonları ile hala bu ülkede “DARBE” yapmaya çalışanlara, 5 Kasım 2019’da gelin biz “DARBE” yapalım..
…
İyi düşünün, başka Türkiye yok..