Bugün sizlere bazı haberlerden ve yazarlardan yaptığım alıntılarla başbaşa bırakacağım..
“Parça”lar halinde vereceğim bu yazıları, (eğer yapabilirseniz) siz birleştireceksiniz..
Eminim, 24 Haziran için ufkunuzu biraz daha açacaktır..
…
HELE BAKIN ŞUNLARA
ABD’li gazeteci ve Bakan (1956) Chris Hedges, şu tespiti yapmış:
“Şu an yaşadığımız toplumda doktorlar sağlığı yok ediyor..
Avukatlar adaleti yok ediyor.. Üniversiteler bilgiyi yok ediyor.. Devletler özgürlüğü yok ediyor.. Basın enformasyonu yok ediyor..
Din ahlakı yok ediyor ve bankalar ekonomiyi yok ediyor.."
Tespit güzel de..
Chris Hedges, vatandaşı olduğu devletin neleri yok ettiğini de söyleyebilseydi, bu laflarının bir değeri olurdu..
Bence göz boyama ve laf-ı güzaftan öte geçememiş..
…
Eskişehir Sanayi Odasında konuşan Kılıçdaroğlu ne demişti hatırlıyor musunuz?
“Niye miting yapmıyorsunuz diye soruyorsunuz.. Çünkü gelmiyorsunuz arkadaşlar..”
Fıkra gibi adam yeminle.. (Leman Serengil)
…
star.com’dan bir haber..
Siirt’te HDP’nin Kürtlerin temsilcisi olmadığını belirten bir işçi, CHP liderine de çok tepkiliydi..
Dedi ki:
“Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdürü olduğu dönemde ambulanslar parayla geliyordu.. Hiç unutmam, ambulans çağırdık para yok diye gelmedi.. Ve annemi kaybettik..”
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” diye boşuna söylemiyorlar..
…
Geçtiğimiz günlerde IMF Başkanı Christine Lagarde şöyle bir laf etti:
“Türk milletini çok seviyoruz, tek sorun Erdoğan..”
Arif Durduoğlu, buna şu cevabı vermiş:
“Şunu ‘DEVŞİRDİĞİMİZ TÜRKLERİ’ çok seviyoruz diye açık açık söylesene.. Devşiremediğiniz, Erdoğan ve Erdoğan gibi özünü koruyan Osmanlı torunlarını sevmediğinizi zaten biliyoruz..”
Arif Durduoğlu haksız mı?
…
“İNCE POLEMİK”LER
Bu kısa kısa hatırlatmalardan sonra, Ahmet Kekeç’in, “Muharrem İnce”nin yalanlarını yüzüne vurduğu yazısından bir özet aktaracağım..
Bu da o muhalif kesimi uyandırmazsa, umutsuz vakalarla karşı karşıyayız demektir..
…
Taraftarlarının “polemik ustası” diye pazarladığı Muharrem İnce, polemikte üstün çıkabilmek için gazeteci azarlıyor ve hakikaten de hoşlanmadığı sorulara cevap vermeyerek polemikten üstün ayrılıyor..
- Nagehan Alçı’nın Sivas olaylarıyla ilgili sorusunu, “Sen bu soruyu Erdoğan’a sorabilir misin?” diyerek cevapsız bırakmıştı..
Soru, Erdoğan’ı ilgilendirmiyordu oysa..
Çünkü ortada bir Erdoğan-Karamollaoğlu ittifakı yoktu..
Sivas olaylarında hayatını kaybeden sanatçıları “pencereyi açmamakla” suçlayan Karamollaoğlu (pencereyi açmadıkları için, kabahat sanatçılarındı) CHP’yle ittifak yapmıştı..
Bu durum, Sivas katliamında “taraf” rolü oynayan ve belli bir inanç grubunu yıllarca töhmet altında tutan CHP’yi, dolayısıyla CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi ilgilendiriyordu..
İnce, Karamollaoğlu’nun bu açıklamasına ne diyordu?
Dahası, böyle bir adamla ittifakı midesi nasıl kaldırıyordu?
Bunu öğrenemedik.
…
NTV muhabiri Ahmet Arpat İnce’ye soruyor; “Sizi arayan Amerikalı kimdi?”
Polemik ustası cevap veriyor: “Geçmiş açıklamalara takılmayın, günceli sorun.. Çok geride kalmışsınız...”
Soru yine cevapsız kalıyor..
…
İnce, İncirlik üssüyle ilgili açıklamalarında da tornistan etmişti..
FETÖ liderini iade etmeyen Amerika’ya uygulanacak en ciddi yaptırımın İncirlik üssünü kapatmak olduğunu söylemişti..
Üssü kapatmayan iktidar partisini de, “korkaklıkla” suçlamıştı..
Kendileri iktidarda olsa imiş, İncirlik üssündeki Amerikalı askerler Noel tatillerini ülkelerinde geçirirlermiş..
İnce bu lafları etmiş, sonra da “ülkelerinde tatil yapmak onların da hakkı” diyerek kıvırmıştı..
O askerler Noel tatillerini zaten ülkelerinde geçiriyorlar..
…
İnce’nin, İstanbul Bahçelievler’deki mitinginde şu cümlesine dikkat:
“Erdoğan benim yerli otomobile karşı olduğumu söylüyor; ben yerli otomobile değil, benzinli otomobile karşıyım..”
Oysa Muharrem İnce’nin yerli otomobile itiraz eden yığınla açıklaması var...
Bu açıklamaların hiçbirinde “benzin” ifadesi geçmiyor.
…
TERCİH SİZİN
Daha uzatmaya gerek var mı?
İşte “Türkiye’yi yönetmeye talip olan” CHP’nin liderinin ve Cumhurbaşkanı adayının hali bu..
Ben görevimi yapıyor ve sizi “geleceğiniz” açısından kimlere oy vermemeniz gerektiği konusunda bilgilendiriyorum..
Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanlarsınız..
Tercih, elbette sizin..