Gelecek İçin,Yaşam İçin (for future,for life…)Modern tarım teknolojilerinin ve organik tarımın yaygınlaşması için, 1997 yılında tarım sektöründeki faaliyetlerine başlayan Akıncı Grup, bünyesinde bulundurduğu; FİPA EKOLOJİK , AKINCILAR TARIM ve SUTEK SULAMA&PEYZAJ firmaları ile Türkiye çiftçisine ve tarımsal üretim sevdalısı herkese, A’dan Z’ye katkı sağlayıp, yol arkadaşlığı yapıyor. 23 yıllık tecrübe ile sürdürülebilir,rantabl ve ekolojik bir tarımsal üretim olsun diye hizmet verdiklerini aktaran Akıncı Grup Yön.Kur. Başkanı Mustafa Bülent Akıncı; sektörde ki misyonlarını ; “Sürdürülebilir ve ekolojik bir tarım için; teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri takip ederek ürün geliştirmek, ürettiği ve pazarladığı ürünlerle tarım sektörüne ve çiftçilere sonuç odaklı katkı sağlamak, tarımı modern bir şekilde ve isletmecilik mantığıyla yapmalarını sağlamak, her zaman rekabetçi bir yaklaşımla, tarım sektörüne daha kaliteli ürün ve hizmetler sunmak” şeklinde ifade etti.Üretimde kriz dönemlerini hiç bir zaman bahane etmediklerini de dile getiren Akıncı, dünyayı ve ülkemizi olumsuz etkileyen kriz dönemlerinde bile çalışma hızlarını kesmediklerini, hem istihdam hem de üretim artışı sağladıklarını ifade etti. “Hiç bir zaman krizleri işimize bahane etmedik, tarım sektörünün önemine ve işimize her zaman inandık” diyen girişimci iş insanı Mustafa Bülent Akıncı ile Akdeniz Bülten Dergisi okuyucuları için tarımda geldiğimiz noktayı, tarımın geleceğini, üreticinin durumunu ve daha bir çok konuyu sohbet tadında konuştuk… Kendinizden ve şirketinizden biraz bahseder misiniz?1974 Malatya doğumluyum. İlk, Orta ve Lise öğrenimimi Malatya’da tamamladıktan sonra 1995 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümünden mezun oldum.Kısa süreli İstanbul / Sirkeci-Doğubankta özel sektörde edindiğim tecrübenin ardından, 1997 Ocak ayında Tarım Bakanlığı bünyesinde başladığım iş ve meslek hayatıma, 2005 yılına kadar İlçe Tarım Müdürlüğü,İl Şube Müdürlüğü ve Bölge Ziraat Okulu Müdürlüğü görevlerinde devam ettim.Sonrasında radikal bir kararla kamu görevimden istifa ederek, ileride Akıncı Grup olarak adlandıracağımız yapıyı oluşturma ve şekillendirme çalışmalarına yoğunlaştım.1997 de Malatya’da Tomurcuk Tarım adındaki Zirai İlaç ve Gübre Bayiliği ile başladığımız tarım sektöründeki yürüyüşümüz, bugün Antalya merkezli olarak devam etmektedir. "Kalite ve Güvenle" sloganı ile kurduğumuz Akıncı Grup çatısı altında bugün tarım sektöründe birçok ürün ve hizmetin üretimi, pazarlanması, ithalatı ve ihracatını gerçekleştirmekteyiz.Tarım sektörünün çok geniş bir alan, siz tamamına hitap ediyor musunuz?Biz tarımı her kademesi ile bir bütün olarak algılıyoruz. Bu bağlamda Akıncı Grup olarak biz tarım sektörünün girdi sağlama boyutunda faaliyet gösteriyoruz. Temel anlamda ürettiğimiz ve tedariğini yaptığımız girdiler; Gübreler (bitki besleme ürünleri),topraksız tarım için cocopeat ürünleri, tarım makine ve ekipmanları,organik-kalıntısız bio&plant extrakt ilaçlar ile sulama malzeme ve ekipmanlarıdır.Grubumuz bünyesindeki firmalarımız aracılığıyla, yurtiçi ve yurt dışında, anahtar teslim sera projeleri, modern &bodur bahçe kurulumları, sulama sistemi kurulumları ve peyzaj uygulamaları ile tarımsal amaçlı birçok projenin anahtar teslim uygulamaları yapılmaktadır.Ülkemizde tarımsal yatırımlar için çeşitli teşvikler ve destekler vardır.Bu kapsamda; Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (IPARD) Programı, Tarım Orman Bakanlığınca yürütülen Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP), DAP Programı gibi kanallardan, %50 den başlayan hibe imkanlarıyla yatırım yapma imkanları mevcuttur.Bizimle irtibat kuran yatırımcılarımıza bu desteklerle ilgili danışmanlık ve proje hizmetleri ile anahtar teslim proje uygulamalarını Akıncı Grup olarak, bünyemizde koordine etmekteyiz.Ön plandaki faaliyetlerimizden olan gübre üretimi; FİPA EKOLOJİK şirketimiz bünyesinde yürütülmektedir. Suda çözünür toz-sıvı ve jel formlardaki gübrelerimiz, Antalya’daki tesisimizde, organik-organomineral ve inorganik kategorilerde, günlük 10 ton sıvı,10 ton toz kapasiteyle üretilmektedir. Ülke genelinde var olan bayii ve distribütörlerimiz aracılığıyla tüm çiftçilerimize ve bitki desenine yönelik, ithal kalitesinde ürünlerimizi, özel besleme teknikleri ve uygulama tecrübesi ile sunmaktayız.Ülkemiz genelinde yaygın bayii ağı ile üreticilerimize ulaşan ürünlerimiz, 2017 de başlıyan çalışmalarımızın sonucunda, 2019 da Özbekistan,İran,Gürcistan gibi ülkelerden gelen taleple ihracat imkanına da kavuşmuştur.Cocopeat ürünlerinde Srilanka’da üretim yapan, 28 yıllık deneyime sahip, 15 ülkede faaliyet gösteren; GROWSOİL SUBSTRATE PVT. firmasının Türkiye distribütörlüğünü yapmaktayız. İthalatını yaptığımız cocopeat ürünlerini özellikle topraksız tarım sektörüne yönelik pazarlama faaliyetlerimiz 2017 den buyana devam etmektedir. Orijinal hammaddeden, yüksek kalitede üretilen cocopeat slablarımız, özellikle domates ve çilek üretiminde çok başarılı sonuçlar vermiş ve kısa sürede bizim açımızdan güçlü referanslar oluşturmuştur.Güney Kore’nin önemli bir Ar&Ge firması olan, biyolojik mücadele alında çok önemli organik-kalıntısız, çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisi olmayan doğa dostu bir ürün portföyüne sahip olan ECOWIN Co.Ltd. firmasının da distribütörüyüz.İthal ettiğimiz bu kategorideki ürünleri yine seracılık başta olmak üzere,birçok organik üretim yapan işletmeye pazarlamaktayız.Faydalı böcek kullanan seralarda bile kullanılabilen,arılara zehirsiz olan ama hedef zararlı ve hastalıklara etkili ECOWİN ürünleri,insan sağlığı, ekoloji ve sürdürülebilir tarım açısından büyük önem arz etmektedir.Ayrıca a’dan z’ye sulama sistemlerinin projelenmesi,uygulanması ve taahhüt işlerini bünyemizdeki SUTEK firmamız aracılığıyla yürütmekteyiz. “Sorun Sulama ise Çözüm Sutek’te” sloganıyla 2002 de başladığımız faaliyetimiz, 20 yıla yakın bir süredir,artan deneyim ve tecrübe ile devam etmektedir.AKINCILAR firmamızda yürüttüğümüz , tarımsal üretimin her aşamasında kullanılan tarım makine ve ekipmanlarının satış-servis ve yedek parça hizmetleri, grubumuzun diğer bir faaliyet alanıdır.Yaklaşık 15 yıldır yürüttüğümüz bu faaliyetimizde; çiftlik ve hayvancılık ekipmanları,toprak işleme alet ve makinaları, gübreleme ve ilaçlama makinaları, ekim-dikim makinaları, römorklar,kepçeler, hasat ve sonrası işlemler için kullanılan her türlü tarımsal makine ve ekipman satışını yapmaktayız.
FİPA ismi nereden geliyor hikayesi nedir?FİPA başlangıç faaliyetimiz olan fidan üretiminden yola çıkarak koyduğumuz, fidan pazarlamanın kısaltılmış halidir. Bugün FİPA EKOLOJİK ismi ile markalaşmış bir firmadan söz ediyoruz. FİPA EKOLOJİK çatı markası altında, bitki besleme ürünleri üretimi yapılmaktadır. Fipa Ekolojik markalı bitki besleme ürünlerinin üretiminde; “Gelecek için, Yaşam için ” sloganıyla hareket eden firmamız, sahada hızlı sonuçlar veren, etkili ve ekolojik ürünleri çiftçimize sunmaktadır. Her aşamasında büyük bir dikkat ve özenle, orijinal ve kaliteli hammaddelerle üretilen gübrelerimiz, kaliteli ambalajlar içerisinde ve detaylı kullanım tablolarıyla ve 23 yıllık mesleki birikimin verdiği tecrübe ile çiftçimize sunulmaktadır. Mühendislerimiz ve teknik ekibimizle, sahaya yönelik yürüttüğümüz teknik çalışmalar ve danışmanlık hizmetlerimiz neticesinde aldığımız sonuçlar, bayiler ve çiftçilerimizin ürünlerimize olan ilgisini, güvenini ve talebini arttırmıştır.Tarımsal üretimde sulama da büyük önem arz ediyor, SUTEK’in sektördeki misyonu ve çözümleri nedir ?Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de suyun ekonomik ve tasarruflu kullanımı zorunlu olarak yaygınlaşmaktadır. Bir tarım ülkesi olan Türkiye’de üretimde ana girdilerden biri olan suyun tarımsal üretimde basınçlı-kapalı sistemlerle bitkilere ulaştırılması kaçınılmazdır. SUTEK hali hazırda; su pompajı- terfi-dağıtımı ile sera-bahçe-tarla koşullarında; damlama, mini sprink, yağmurlama, peyzaj sulama sistemlerinin projelenmesi, taahhüt hizmetleri ve anahtar teslim kurulumlarını yapmaktadır. Ayrıca sulama,peyzaj sistemlerinin ve malzemelerinin toptan ve perakende satışını da bünyesinde yaparak, 20 yıla yakın tecrübe ve bilgisiyle sektöre önemli hizmetler ve çözümler sunmaktadır.Geriye baktığımızda 23 yıllık bir birikimi, istikrarı,özgüveni ve tecrübeyi görüyoruz sizde ve sizin şahsınızda firmanızda.Bu durum faaliyetlerinizde, size nasıl bir avantaj yada potansiyel sağlıyor ?Evet burası gerçekten önemli bir nokta.İstikrar,güven, tecrübe ve en nihayetinde bir marka kolay oluşmuyor.Bedel ödemeden ve irade ortaya koymadan da olmuyor.Robert Bosch’un sözünü hiç unutmadım iş hayatımda; “İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim” işte size evrensel bir ahlak ve değer yargısı, bir markalaşma ültimatomu. Her ne yapıyorsak işimizi sevmeli, inanmalı ve gelecek kuşaklarımız için yapmalıyız.Günübirlik işlerin,hedeflerin, kazançların sonrası olmaz, gelir ve geçer.Kalıcı eserler inanç,azim,kararlılık, dürüstlük, innovasyon ve alın teriyle ancak ortaya çıkar.Az evvel de ifade ettiğim gibi biz tarıma geniş perspektiften bakıyoruz. İşin sadece üretim kısmı, satış veya pazarlama kısmında değiliz. Size açık yüreklilikle söyleyebilirim ki ürettiğimiz gübreleri ithal ürünler kalitesinde üretip yerli ürün kategorisinde satıyoruz. Yani kalitesini ithal ile fiyatını yerli ile kıyaslayacak bir üretim ve ürün konseptimiz var. Bu önemli bir iddiadır. Altını çizerek söylüyorum ki bizim bitki beslemede gerçekten iyi olduğumuzu düşünüyorum. Tarımın bir çok alanında biriken bir tecrübemiz söz konusu. Bunu şu anda ürettiğimiz ürünlerin bayilerin çiftçilere ulaştırması, çiftçilerin bunları tarımsal üretimde kullanması noktasında hassasiyetimiz de yüksek. Onlara hep şunu söylüyoruz; Biz size ürünlerimizi satıyoruz ama bunun üstüne 23 yıllık tecrübemizi (know-how) ücretsiz veriyoruz.Bilgi paylaşıldıkça çoğalır ve daha kıymetli hale gelir. Üründen çok şey yok. İstediğiniz ürünü bulursunuz ama istediğiniz kaliteyi, temiz ve tecrübî bilgiyi bulmanız o kadar kolay değil. Amerika’yı yeniden keşfetmeyin diye bir tabir vardır, birilerinin kazandığı tecrübeden istifade etmek gerekir. Biz kendi tecrübemizi muhataplarımıza, sektör paydaşlarımıza aktarmayı büyük bir sorumluluk olarak görüyoruz.MÜSİAD Antalya Şubesi’nde bazı görevleriniz olduğunu biliyoruz,biraz ondan ve Müsiad olarak tarım sektörüne yönelik çalışmalarınızdan bahseder misinizMüstakil sanayici ve İş Adamları derneği Antalya Şubesi Yönetim Kurulu üyesiyim.Tarım,Seracılık, Süs Bitkileri ve Peyzaj Komite Başkanlığı görevini yürütmekteyim.2005 yılından beri Müsiad üyesiyim.Müsiad olarak tarım sektörüne yönelik çalışmalarımız oluyor elbet.Özellikle bu korona kriz sürecinde, hazırladığımız acil eylem ve teşvik raporu Genel Merkezimiz aracılığıyla yetkili hükümet organlarına ulaştırılmıştır.Hükümetin özellikle mali konularda iş dünyasına yönelik ve bu süreçte aldığı kararlarda Müsiad’ın raporlarının büyük etkisi oluyor.Tarım sektörü de tıpkı diğer sektörler gibi dünyadaki krizlerden etkileniyor. Krizlere karşı B planınız var mı?Bizim şirket olarak 23 yıllık ticari hayatımızda hep büyümeye,daha iyi şeyler yapmaya ve daima bir adım ileriye gitmeye yönelik planlarımız oldu. Batmak gibi bir endişemiz ve batmaya yönelik bir planımız hiç olmadı. Zaten böyle bir düşünceyi,yaklaşımı dahi çok sakat buluyorum şahsen.Şöyle olursa ben ne yaparım diyerek malımızı mülkümüzü,şirketimizi başkasının üstüne yapmadık.Tüm kurduğum firmaları kendim ve ailem adına kurdum.Emanetçisi olduğumuz gayrimenkulleri kendim ve firmam adına aldım.23 yıldır aynı GSM numarasını kullanıyorum,hiç değiştirmedim.Dedim ya istikrar ve istikamet önemli bizim için; çünkü ülkemiz ve milletimiz için, mensubu olduğumuz inancımız ve davamız için; hayallerimiz var,ideallerimiz var, umutlarımız var. Bu durum haliyle dürüst olmayı,çok çalışmayı ve daima öteleri hedeflemeyi gerektiriyor. .Biz bugüne kadar hep bir adım öteye nasıl gideriz anlayışıyla yürüdük. Bir adım geriye gitmedik, uçmadık da. Kademe kademe yükseldik. Japonların kaizen felsefesi vardır. Mükemmele ulaşma arzusuyla sürekli daha iyisini yapmak için çalışma ve kendini geliştirme felsefesine Kaizen deniyor. Kaizen, daha iyiye ulaşmak için küçük ama sürekli adımlarla ilerlemeyi öneriyor. Bu sayede uzun vadeli sonuçlar elde ediliyor. Biz de küçük ve sürekli adımlar ile her yıl üstüne koyarak ilerliyoruz.Örneğin geçen sene döviz yükselişi ile birlikte oluşan ekonomik kriz ortamında Akıncı Grup ve Fipa Ekolojik olarak tam gaz ilerledik. İstihdam ve üretim artışı yaptık, ülkemize katma değer sağladık. Tarım ve Orman Bakanlığından 15 kadar yeni tescil alarak ürün portföyümüzü çeşitlendirdik. Üretimde kapasite artışına gittik. Daha önce hiç çalışmadığımız Marmara ve Ege bölgesine yönelik çalışmalar yaptık. Özbekistan’da bir kamu kuruluşundan tarımsal içerikli iki projenin taahhüt işini aldık, zamanında tamamladık ve teslim ettik. İhracat startını ilk olarak 2019 da verdik. Geçen yıl ki krizde de bahane üretmedik. Sri Lanka ile cocopeat ticaretimizi 3 katına çıkardık. Faaliyet gösterdiğimiz alanların tamamına yakınında hız kesmedik. Ülkemizde büyük bir kesimin döviz yükselir mi endişesinde olduğu bir dönemde ense karartmadık, bilakis önümüze baktık. Şu an Grup firmalarımız ve faaliyetlerimiz olarak, çok daha iyi noktadayız. Krizler her zaman olacaktır, önemli olan bu krizleri iyi anlayabilmek, iyi okuyabilmektir. Krizlerin aktörlerinin kim olduğunu, ne zaman nasıl bir kriz yaşayacağımızı bilemiyoruz. Önemli olan krizleri fırsata dönüştürebilmektir. “Rızkın onda dokuzu ticarette ve cesarettedir” düsturunu hiç akıldan çıkarmamalıyız.Ticarette akıl ve feraset çerçevesinde ortaya konacak cesaret çok önemlidir.Geçtiğimiz ay içinde bulunduğumuz korona virus krizine rağmen, gübre üretim kapasitemizi arttırmak için önceden yaptığımız proje için düğmeye bastık; yeni üretim tesisimizin ve lojistik merkezimizin temelini attık. Nasipse en kısa zamanda tamamlayarak faaliyete geçirmeyi planlıyoruz. Ayrıca yeni tesis bünyesinde sektöre örnek olacak model niteliğinde bir fabrika satış mağazası da oluşturuyoruz. Burada kendi ürettiğimiz, ithal ettiğimiz ürünlerin fabrikadan çiftçiye satışını,örnek bir mağazacılık ve market anlayışı ile yapmayı planlıyoruz.
Yatırım hızınızı diğerlerinin aksine kesmiyorsunuz, bu aslında bir risk değil mi?Buna deli cesareti mi derler, gözü karalık mı derler bilmiyorum bir tanımlaması vardır elbet. Herkesin evlerine kapandığı, marketlere hücum edip evine stok yaptığı bir dönemde nasip oldu biz temel attık. Üretim ve lojistik kapasitemizi arttırma yolunda önemli bir adımdı bu.Ticaret zaten bir risktir. Planlayarak alacağınız riskler oranında ticarette büyürsünüz. Krizler her zaman fırsatların başlangıcıdır. Önemli olan nerede, nasıl konumlandığınız ve pozisyon aldığınızdır. Birde yaptığınız işe, kendinize ve geçmişinize güven önemli burada. Geriye dönük oluşturduğunuz kredibilite ve biriktirdiğiniz güçlü ilişkiler, atacağınız adımlar ve alacağınız riskler noktasında size hem cesaret hem de yön verecektir.Antalya ili tarımsal anlamda özellikle Örtü altı ve Seracılık alanında isim yapmış bir şehir, potansiyelini nasıl görüyorsunuz?Antalya tarım sektörünün kalbidir, merkezidir. Bu anlamda gerek üretim, gerek ihracat, gerekse barındırdığı firma ve ürün çeşitliliği ile Growtech gibi en büyük tarım sektörü fuarlarından birinin burada yapılıyor olması gibi sebeplerden ötürü tarım sektöründeki konumu çok önemlidir. Antalya’nın dünyaya hitap eden bir misyonu ve lokasyonu var. Tarımın en ileri teknikleri bu kentimizde uygulanıyor. Antalya, Türkiye’nin tarımına yön veren merkez ve model konumundadır. Bu misyonu önümüzdeki süreçte daha da artacak ve güçlenecektir. Son dönemde Anamur-Alanya bölgesinden, Antalya’ya kayan yoğun bir muz üretim faaliyeti var, buda söylediğim hususta önemli bir göstergedir.Peki Türkiye tarım sektörü için tecrübeleriniz neyi öngörüyor?Türkiye tarımsal üretim açısından büyük bir potansiyele sahip, bunu iyi bilmemiz gerekir.Gerek coğrafi ve topoğrafik anlamda, gerekse iklim ve su koşulları bakımından çok önemli bir yere sahip. Avrupa iklim ve topoğrafya anlamında bu avantajlara sahip değil. Ortadoğu da aynı toprağa ve su imkanlarına sahip değil. Bu potansiyelimizin çok ciddi anlamda harekete geçirilmesi gerekir. Çok daha ileri düzeyde, üretim teknik ve teknolojileri kullanılarak, birçok ürün yüksek verimli olarak üretilebilir. Mevcut seraların modernizasyonundan tutun, jeotermal bölgelerde topraksız tarımın yaygınlaştırılmasına, susuz tarım alanlarının tarıma kazandırılıp katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinden, organize üretim bölgeleri oluşturulmasına kadar yapılacak çok şey var.Biz kendimizce tüm bu alanlarda sektöre çok yönlü katkı sağlamaya çalışıyoruz. Aslolan tarımda birim alandan maksimum ve kaliteli verimi, minimum maliyetle almaktır. Bütün üreticilerinde tarımsal faaliyetlerinde hedefi budur. Tarımda mutluluğun da formülü budur.Türkiye’nin son yıllarda tarımsal üretimde doğru adımlar attığını düşünüyor musunuz?Ülkemiz geneli açısından bakıldığında tarım sektörü olarak çok iyi yapılan işlerde var,yanlış giden işlerde var elbet.Bu meseleyi kısaca değerlendirmek öyle okadar kolay olmaz.İşin özel sektör boyutunu ayrı, kamu boyutunu ayrı ele almak lazım.Ama kısaca birkaç hususa değinmek isterim.Öncelikle üretimde kota konulması kaldırılmalı, üretim her şekilde teşvik edilmeli. Eğer çiftçimiz bir ürünü üretmek istiyorsa, ondan para kazanıyorsa ve mutluysa, üründe ihtiyaç olan bir ürünse; bu durumda üretimin önü açılmalıdır.Bir örnek vereceğim; Şekerpancarı. Birim alana yüksek verim aldığımız,ülkemiz topraklarında çok iyi yetişen bir üründür.Ana ürün şeker üretiminin yanında şekerpancarı posası(küspe) ve melas diye iki önemli yan ürünü vardır.Bu yan ürünler hayvancılık ve yem sektörü,maya üretimi,alkol sanayii, akaryakıt sanayi, gübre sektörü (özellikle organik gübre üretimi) açısından önemli bir girdi ve hammadde kaynağı olarak kullanılmaktadır.Yani şekerpancarı tarımı beraberinde birçok sektörü ayakta tutmakta,olmazsa olmaz girdilerin tedariğini sağlamaktadır.Bu yönüyle çöpü dahi zayii olmayan,sonuna kadar milli ve yerli bir ürünümüzdür.Son yıllarda kapanan veya özelleştirilen fabrikalar yüzünden üretim kısıtlanmış ve üretici mağdur olmuştur.Bu konu yeniden ele alınmalı TORKU örneğinden meseleye yeni bir bakış açısı getirilmeli ve gereği hızlıca yapılmalıdır.Tarımsal üretim sürecinin her aşamasında misyon yüklenen; girdi (gübre,tohum,fide,makine vb) üreten ve tedarik eden firmalara ve bu girdilerle her türlü tarımsal üretimi gerçekleştirerek gıda tedarik zincirinin en önemli halkasını oluşturan çiftçi ve işletmelere yönelik; somut,reel,sürdürülebilir ve teşvik edici destekler,faizsiz finansman imkanları sağlanmalıdır.Üretilen ürünlerin hasattan,sofraya kadar olan süreçlerinde sistem iyi kurulmalı,üreticinin emeği zayi edilmemeli, üretmiş olmaktan dolayı üretenlerimiz pişmanlık ve üzüntü yaşamamalıdır,burası çok önemli bir nokta..
FİPA EKOLOJİKGaziler Mah. 250.Sk. No: 1 J /5 Kepez / Antalya / Türkiye Telefon : +90 (242) 464 12 44info@fipaekolojik.comwww.fipaekolojik.com
MisyonSürdürülebilir ve ekolojik bir tarım için; teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri takip ederek ürün geliştirmek, ürettiği ve pazarladığı ürünlerle tarım sektörüne ve çiftçilere sonuç odaklı katkı sağlamak, tarımı modern bir şekilde ve isletmecilik mantığıyla yapmalarını sağlamak, her zaman rekabetçi bir yaklaşımla, tarım sektörüne daha kaliteli ürün ve hizmetler sunmaktır.
Ekip Ruhu
Yenilikçilik
Çözüm Odaklılık
Müşteri Odaklılık Doğa Dostu Yaklaşım
Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım




Vizyon
İnsan sağlığını hedefleyerek, uluslararası standartlarda tarım sektörüne katma değerli ürün sunmak, modern teknolojik araçları kullanarak müşteri ihtiyaçları doğrultusunda sürekli kendini ve ürünlerini geliştiren dinamik bir şirket olmaktır.MisyonSürdürülebilir ve ekolojik bir tarım için; teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri takip ederek ürün geliştirmek, ürettiği ve pazarladığı ürünlerle tarım sektörüne ve çiftçilere sonuç odaklı katkı sağlamak, tarımı modern bir şekilde ve isletmecilik mantığıyla yapmalarını sağlamak, her zaman rekabetçi bir yaklaşımla, tarım sektörüne daha kaliteli ürün ve hizmetler sunmaktır.
Değerlerimiz
KaliteGüvenEkip Ruhu
Yenilikçilik
Çözüm Odaklılık
Müşteri Odaklılık Doğa Dostu Yaklaşım
Sürdürülebilir ve Ekolojik Tarım
Dürüst ve faydalı işlerle başarının öncüsü olmak lazım.Bu anlamda Mustafa Beye başarılar ve kazançlı yatırımlar temennisinde bulunmak istiyorum.