Abbas Güçlü başlık atmış “Öğretmenler İçin Sözün Bittiği Noktadayız” diye, Sözcü'nün başlığı daha daha da ilginç “Ne Yazık ki Öğretmenler, Dünya Maaş Liginde Son Sıralarda” diye, Mynet’in başlığı ise “Öğretmenler Günü’nün Acı Tablosu” diye.
Neymiş acı tablo!
Öğretmenlerin %80 ‘i psikolojik sorunlar yaşıyormuş, %92'si siyasi baskı yaşıyormuş, % 30’u çocuklarının gıda giderini ailesinin desteği olmadan karşılayamıyormuş. Peki, bu araştırmayı kim yapmış? Türkiye'nin sayılı öğretmen sendikalarından biri olan, Eğitim İş Sendikası.
Türkiye’nin en çok öğretmen üyesine sahip sendika olan, Eğitim Bir- Sen ne demiş “ Bakanlığın yürürlüğe koyduğu bazı düzenlemeler, aldığı karar ve tutumlar, öğretmeni eğitimin aktörü olmaktan uzaklaştırmış, figüranı haline getirmiştir”. Ayrıca “iş barışının bozulmasına neden olan adalet duygusunu zedeleyen mülakat sistemi kaldırılmalıdır” demiş. (Anlamadığım, bu kadar sorun varken, bunlar neyi, kimi kutluyor?)
Türkiye kamuoyu bu haberlere nasıl yaklaşıyor! Aaa böyle miymiş diyerek çok şaşırmış gibi yapıyor!!!
Ben de merak edip eğitimin son yıllarına damgasını vuran Milli Eğitim müsteşarı Yusuf Tekin’in Twitter sitesine baktım. Ne yazmış müsteşarımız; “öğretmenlerimize bir gün yetmez, öğretmenlerimizin 365 günü kutlu olsun” diyor. Twitter hesabında başka neler var!! “Ağaç diken, okulun bahçesini, duvarlarını boyayan mutlu, neşeli öğretmen ve öğrenciler”. Yani müsteşarımız demek istiyor ki; öğretmenlerimiz mutlu, öğrencilerimiz mutlu, hele bunları gören velilerimiz mutluluktan havaya uçuyorlar. Kısaca eğitimde sorun yok. Hele öğretmenin hiç sorunu yok!
Şimdi biz, yukarıdaki haberlere mi inanalım yoksa Sayın müsteşarımızın çizdiği tabloya mı? Tabii ki, devletin Sayın müsteşarının çizdiği tabloya inanacağız. Bu kadar da muhaliflik olmaz ki canım(!)
Sahi, aklıma gelmişken sorayım; Paulo Yeni Gine’deki TEOG sınavı ve üniversite yerleştirme sınavı ne durumda acaba... İyi ki orada değiliz.
Not: Salı günkü yazım, bu dünyada iftiranın, yalanın, gücün kötüye kullanılmasının suç olmadığını hukuk açısından öğrendik. Onun için, bu dünyadan vazgeçip, bunların (yalanın, iftiranın, baskının…) günah, ahirette bir cezasının olup olmadığını öğrenmek için, Hacı annem, Diyanet İşleri Başkanlığı’na mektup yazdı. Detayları Salı günü yazacağım. Salıyı bekleyin…