(Antalyaspor Başkanı’na Açık Mektup)
Sayın Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk; ağlayarak terk ettiğiniz basın toplantısını üzülerek ve kızarak basından takip ettim. Sayın Başkan açıklamalarınızın çoğunda haklı olabilirsiniz ama Siz Antalyaspor’un başkanısınız!
Nasıl Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı, Antalya Valisi, en önemlisi bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı eleştirilebiliyorsa sizde olumlu veya olumsuz eleştirilemeyecek misiniz? Kaç milyon dolara mal olduğunu hala bilmediğimiz Samir Nasri’nin ilk 11 de niye oynamamasını eleştirmeyecek miyiz? Takımın defansı geçen yıldan beri s.o.s verirken, hala bir çözüm bulunamamasını eleştirmeyecek miyiz? (futbolu bırakmayı düşünen Hakan Balta’yı bari alsaydınız).
Şu ana kadar Türkiye’yi tanımadığı için takıma hiçbir katkısı olmayan, pardon tek katkısı kulübenin önünde el kol hareketleri yapmak olan Leonardo’yı milyon dolarlar vererek almanızı eleştiremeyecek miyiz? (O’nun yerine üçte bir para vererek Yılmaz Vural’ı alsaydınız onlardan daha iyi el kol hareketleri yapar, üstelik bir de takla atardı, hem takımada daha çok faydası olurdu).
Sayın Başkan verilen sözler tutulmamış olabilir, haksız eleştiriler de yapılmış olabilir ama çözüm ağlayarak gitmek mi? Hele bu dönem birileri koltuğu bırakıp gitmemek için ağlarken!
Sayın Başkan son söz olarak şunu söylemek istiyorum;
Can Yücel’e mal edilen fakat Pakize Suda’nın gitmek şiirinde ne diyor “bir köpek bile bizi gitmekte alabiliyor”. Evet Başkan !!! Bazen bir insanı bir köpek bile gitmekten alıkoyabiliyorsa, size güvenerek kombine bileti alan 24.000 seyirci (sizin beyanınız), sizi ağlayarak gitmekten alıkoyamıyor mu? Yok, mesele sizin söylediklerinizden daha da vahimse, söz konusu eleştiriler Antalyaspor’dan daha da önemliyse, hep beraber gidelim nereye gidilecekse... Bilirsiniz biz kadınlar ağlayarak gitmeyi daha iyi biliriz.
Bu yazıdan sonra ne dene bilinirki.