Bazı sesler vardır; dinlediğinizde sadece kulağınıza değil, ruhunuza dokunur. Öyle bir derinlik taşır ki, kelimelerle anlatmak yetersiz kalır. İşte Volkan Konak da öyle bir sesti… Karadeniz’in hırçın dalgalarını, rüzgârını, sevdayı, hüznü ve umudu sesinde taşıyan, sahnesinde yaşatan büyük bir sanatçıydı.
Benim için Volkan Konak, sahnesine her çıktığında yeniden keşfettiğim, her dinlediğimde aynı heyecanı hissettiğim, bıkmadan, usanmadan takip ettiğim tek sanatçıydı. Onu defalarca izledim, her seferinde aynı büyünün içine girdim. O sahnede sadece şarkı söylemezdi; hayatı, dostluğu, memleket sevdasını anlatır, bizleri bambaşka bir dünyanın içine çekerdi. Şarkılarıyla hüzünlendirir, sonra kahkahalarla güldürürdü. Onun sahnesi, müzikten çok daha fazlasıydı.
Karadeniz’in Kuzeynoğlu’ydu o… Dalgaların coşkusunu, dağların vakur duruşunu, yağmurların serinliğini, tulumun neşesini taşıyan güçlü bir sesti. Sesinde memleket vardı; toprak vardı, rüzgâr vardı. Söylediği her türküde, her şarkıda yüreğimizi ısıtan bir sıcaklık hissederdik.
Şimdi o güçlü ses sustu… Ama biliyorum ki onun şarkıları hiçbir zaman kaybolmayacak. Gönüllerimizde, kulaklarımızda, anılarımızda yaşamaya devam edecek. Ve biz onu her dinlediğimizde, her hatırladığımızda, yine aynı duygularla anacağız
Güle güle Kuzeyin Oğlu… Şarkıların hiç susmasın.