Esra Erol’un programında Türkiye’nin gündemine oturan olay, hepimizin yüreğini burktu. 21 yaşındaki Cumali Doğan, nişanlandığı zihinsel engelli Dilek Şahin’i bir kenara bırakıp, kayınvalidesi Güldane ile yasak bir ilişkiye giriyor. Ve bu iğrenç ilişki, kayınvalidenin hamile kalmasıyla gün yüzüne çıkıyor. İkisi de tutuklanıyor. Peki biz bu noktaya nasıl geldik?
Bu mide bulandırıcı olay sadece bir “haber” değil. Aynı zamanda içinde yaşadığımız toplumun giderek çürüyen vicdanının, parçalanan aile değerlerinin ve yok edilen ahlak kodlarının bir yansımasıdır. Ekranlarda yıllardır bilinçli olarak servis edilen senaryolar, “kurgu” bahanesiyle toplumun sinir uçlarıyla oynuyor. Dizilerde kayınpeder-gelin çatışmaları, eşini aldatanlar, kardeşine aşık olan karakterler artık sıradanmış gibi anlatılıyor.
“Şakirpaşa Ailesi” gibi yapımlarda işlenen karışık aile ilişkileri, sınırların belirsizleştirildiği diyaloglar, rollerin iç içe geçtiği kurgular… Tüm bunlar neyi hedefliyor? Hangi ailede bu kadar karışıklık var? Hangi toplumda bu kadar değer erozyonu normal karşılanabilir?
Bu sadece bir dizi meselesi değil. Bu, toplumun ruhuna sinsice işlenen bir çürümenin senaryosudur. Dizi adı altında işlenen çarpık ilişkiler, aile içi rollerin istismar edilmesi, çocuklarımızın ve gençlerimizin ruh dünyasında telafisi zor yaralar açıyor. Zihinlerdeki ahlaki sınırları bulanıklaştıran bu içerikler, zamanla “olur böyle şeyler” dedirtecek bir kayıtsızlık yaratıyor.
“Bu sadece kurgu” diyenlere sesleniyorum: Gerçek hayatta yaşanan bu iğrençlikler artık ekranlarda alıştırılıyor. Çarpık ilişkiler olağanlaştırılıyor. Sınır ihlalleri görmezden geliniyor. Bugün bu içeriklere göz yumanlar, yarın kendi aile yapısındaki çöküşe şaşırmasın!
RTÜK başta olmak üzere, ilgili tüm kurumları görevlerini layıkıyla yapmaya çağırıyorum. Bu tarz dizilere artık “kanat” değil, “kapat” denilmelidir. Toplumu şekillendiren medyanın, değerleri yıkmak yerine onarması gerekir. Aksi halde, gelecek nesillerin yaşayacağı yozlaşmanın sorumlusu yalnızca yalancı senaristler değil, buna sessiz kalan herkes olacaktır.
Susarsak sıradanlaşır. Sessiz kalırsak meşrulaşır. Bu dizilere, bu zihniyete, bu yozlaştırmaya karşı artık yüksek sesle haykırma zamanı!