Evet bu başlığa bakınca 31 Mart Seçimlerini kaybeden tarafın AK Parti ve onun Genel Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi durmakta. Aslında rakamlar da öyle demiyor zira AK Parti ülke genelinde aldığı %44,33’lük oy oranıyla açık ara seçimin kazananı. Hatta ittifak yaptığı MHP’de öyle. Üstelik bu ittifak yani Cumhur ittifakı ülke genelinde aldığı %52’lik oy oranıyla Türk halkından yine güvenoyu aldı. O halde bu başlık neden diyeceksiniz? Hemen açıklamaya başlayalım.
Rakamlar ülke genelinde AK Parti için iyi ama ortada reel gerçeklerde var. O da İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve tabi ki kentimiz olan Antalya’nın CHP tarafından kazanılması. Dilerseniz bu tabloyu biraz da Antalya üzerinden irdeleyelim. AK Parti dahası Menderes Türel Antalya’da neden kaybetti? Hem de ciddi sayılabilecek bir farkla. Evet şimdi aklınızdan Kürt Seçmenlerin tercihinin etkili olduğu geçiyor. Haklısınız ama sadece bu değil biraz da boşlamışlık ve “Nasılsa Reis Gelir, Seçimi Kazandırır” inanışı etkili oldu. Bunun yanı sıra ek bazı sıkıntılar da oldu oda ‘YERELİ GÖZ ARDI ETMEK’ olarak açıklanabilir. Bildiğiniz gibi bu genel bir seçim değil yeni yerel seçim, yerel değerler yerel projeler, yerel hedefler, yerel kaynaklar ve tabi ki YEREL MEDYA son derece önemli… İşet AK Parti’nin Antalya’yı kaybetmesinin temelinde biraz da bu yatıyor.
YEREL BASIN ÖNEMSENMEDİ…
Maalesef bu seçime AK Parti İl Teşkilatı ve bazı adaylar yerel medyayı yok saydı, ya da görmezden geldi veyahut çok da önemsedi. Oysa kentin içinde olan kentin dinamiklerini bilen kentin yerel basınıdır, yerel temsilcileridir. Biz illaki Ulusal basına reklam verilmesin, ulusal basına çıkılmasın demiyoruz sakın yanlış anlaşılmasın ama görünen köy de kılavuz istemiyor. Bu sadece benim görüşüm değil. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Mevlüt Yeni’de “ Seçim süresince Antalya basınını yok sayan hafife alan bazı adaylar resmi olmayan sonuçlara baktığımızda seçimi kaybetmiş görünüyor” diyerek o da tepkisini dile getirdi.
Oysaki Cumhurbaşkanının söylemi bu değildi. Gönül Belediyeciliği gönüllere dokunabilmektir, gönüllere girebilmektir. İşte Antalya’mızda bazı adaylar gönüllere özellikle yerel medyanın gönlüne giremedi dahası girmeyi tercih etmedi. “Nasıl olsa Tayyip Erdoğan’ın gücü, rüzgarı var o da bize seçimi kazandırır” anlayışı bu kez Antalyamızda ve pek çok ilde tutmadı. Zaten Cumhurbaşkanımızda tarihi ve klasikleşen balkon konuşmasında da buna dem vurdu. Hatalarının olduğunu ve bunu telafi edeceklerini belirtti. Menderes Türel ve ekibi 4 TV programına ismini yazdırmasına rağmen Sayın Enç bu programlara katılmadı. MHP Muratpaşa ilçe başkanı zaman zaman Muratpaşa’nın AK Partili adayı sayın Enç ile ilgili paylaşımları sildi ve birlikte gözükmedi. Enç kendi ittifak ilçe başkanını bile yanında tutamadı. Bu da birlik beraberlik görüntüsünü sekteye uğrattı. Bunu sonuçlar da destekliyor. AK Parti ile MHP ittifakı’nın ortak odayı olan Gökçen Özdağan Enç, sadece yüzde 33 oy aldı Muratpaşa’da. Bu ciddi bir hezimettir. Belki bu yüzden büyükşehir bile kaybedildi. Çünkü Muratpaşa ciddi oy potansiyeli olan Antalya’nın kalbi olan bir ilçe. Antalya’nın kalbine, gönlüne dokunamayan bir AK Parti’nin büyükşehiri kazanması da beklenemezdi. Elbette bazı adaylar yanlış da oldu. Hangi ortamda nasıl konuşacağını bilmeyen, kadına hakaret eden yok sayan veya metalaştıran Cumhur İttifakı adayları da oldu. Bunlar seçmenin gözünden kaçmadı ve oy olarak da dönmedi. Bu yüzden AK Parti Antalya’da kazanacakken kaybetti belki de. Gerek büyükşehir gerekse de ilçe bazında.
Kıssadan hisse, AK Parti yanlış starteji ile kaybetti. O da yereli görmezden gelmesi ve birlik beraberlik duygusunu veremeyişi oldu. Yani gönül belediyeciliği bu kez Antalya’ya dokunamadı… Umarız AK Parti bunu bir an önce toparlar ve tekrar bu bağı kurar. Sevgi&Saygı
Seçimde kul***ı*** üslup ve diğer partilere söylenen ağır sözler o sözleri söyleyen kişinin yüzünden iyi hizmet etmesine rağmen seçimi kaybettirmistir